2011 ‘in büyümesi kesinleÅŸti. Milli gelir yüzde 8.5 arttı. Çin ve Arjantin’in ardından en hızlı büyüyen üçüncü ekonomiyiz. Yüksek büyümenin iki yıl arka arkaya gelmesi de anlamlı. Kriz sonrası ekonomide hızlı toparlanma bir kez daha gerçekleÅŸti. Önce bazı geliÅŸmelerin altını çizelim.
â– 2011 büyümesi son revize tahminlerin de üzerinde geldi. 1.295 milyar liralık GSYH, 772 milyar dolarlık bir büyüklük ediyor. Bu da tüm zamanların en yüksek milli geliri. 1 7.4 milyar liralık 2011 bütçe açığı bu büyüklüğe oranlandığında yüzde 1.3 oluyor. Kamu net borcunun milli gelire oranı yüzde 22.4’e, merkezi yönetim borç stokunun milli gelire oranı yüzde 39.4’e iniyor. KiÅŸi başına gelir 10.022 dolardan 422 dolar veya yüzde 4.2 artışla 10.444 dolara çıkıyor.
â– Büyüme 2011’in son çeyreÄŸinde yüzde 5.2’ye indi. Ekonomi hız kesiyor. Bu eÄŸilimin 2012’nin ilk çeyreÄŸinde sürmesi ve son dönemin en düşüğüne ineceÄŸi tahmin edilebilir. Çünkü geçen yılın aynı döneminde büyüme yüzde 11.9 ile tavan yapmıştı. Yüksek baz etkisi yanında iç tüketimin ve yatırımların yavaÅŸlamasının etkisi ortaya çıkacak. Büyüme ikinci çeyrekte birincisinden biraz daha iyi çıkacak. Sonraki çeyreklerin daha iyi olması gerekir. Yıllık olarak yüzde 5’in üstünde bir büyüme gerçekleÅŸebilir.
â– Yüzde 8.5’ten diyelim ki yüzde 5’e inildi, bu da iyi bir büyüme ama hız azalıyor. Bunu hissediyoruz. Ä°stihdam yaratma ve iÅŸsizliÄŸi azaltmada bunun sonuçları ortaya çıkacak. Yüksek büyüme hızında yaratılan istihdam ile orta büyüme hızındaki istihdam artışı elbette bir olamaz. Buna karşılık büyümede hız kesmenin cari açık ve enflasyonla mücadeleye de bir katkısı olacak.
■Büyümenin asıl hız kestiği alan özel sektör yatırımları ve özel tüketim. Burada yükselen faizlerin yanında başat rolü yükselen döviz kurunun oynadığını düşünüyoruz. Yatırımdan üretime ve tüketime kadar ekonominin pek çok faaliyet alanı döviz kuruna çok daha duyarlı. Bu duyarlılık geçen yılın ikinci yarısında bir kez daha kendini ispatladı.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.