Eğer bir koalisyon kurulmak isteniyorsa? Tarafların bir birinden elektrik alması gerekiyor. Aksi takdirde beraberlikler ve yan odada çay, kahve içimi görüşmelerden de asla sonuç alınamıyor. Aslında sadece elektrik almakta yeterli değil, düzeyli ve uzun ömürlü bir birliktelik için, tipte önemle elbette!
Huyu, huyuna
Suyu, suyuna uygun olması ise en ideali…
Ama gelin görün ki bu birliktelikler için adayların hiç biri, birbirinin tipi olmadığı gibi, ürettikleri elektriğinde ne voltajları denk, nede çekilen akımlar iletkenlerin çaplarına uygun!
Biri yüksek gerilim, diğeri tek faz, ayrıca frekanslarda farklı ki asla bu iki elektrik kaynağı, paralele(!) girip enterkonnekte bir besleme yapamazlar!
Ya şalterler atar ya da tüm cihazlar yanar…
Millet ise illa bir nikah, hiç olmadı bir nişan görmek istiyor.
Nede olsa, ele güne düğün bayram olsun da, nasıl olursa olsun!
Hadi her şeyi görmezden gelelim ve taraflar bir birinden elektrik aldı diyelim? Bu seferde milletin gene diline düşecekler, neden derseniz?
Kayıp kaçak mevzuları gündeme gelecek!
Anlayacağınız, bu birliktelik asla olmaz, olur ise de, iç güveysi durumuna düşen, şamar oğlanı olur ve baba evine de geri dönemez(!) zira kapılar yüzüne kapanır.
Anlayacağınız, büyüğü ile kimse bir araya gelmez, zira deterjan durumuna düşer, aklar, paklar kendide, durulama suları ile birlikte akar gider.
Küçükler bir araya gelse, bu seferde iki küçük kardeş(!) bir biri ile kanlı bıçaklı olurlar…
Hani herkes diyor ya?
Seçmen uzlaşın birleşin dedi, mesajı iyi anlayın!
Sanırsınız, seçmen sarmaş dolaş ve aralarından su sızmıyor?
Bu arada, dünya finans çevresi, Yunanistan ile dans ediyor
Silah sektörü ise Suriye ve orta doğuya çalışıyor
FED ile ECB’nin karşılıklı paslaşmaları ile rüzgarda Yellen-irken(!)  Euro-Dolar paritesi, emme basma tulumba gibi çalışıp, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler söğüşleniyor!
Bizde de zaten, küresel finans etkin olduğu için, koalisyon kah olacakmış, kah olmayacakmış gibi terennüm ettirilip, bir dövize bir borsaya göz kırptırıp, ceplerini dolduruyorlar.
Devletin kapı gibi tapusu ile ev alan bir garibana, gene devlet evin çürük, çık dışarı ya da yüzde 35 müteahhitte ver, geri kalanında da, sen tavuk gibi tüne ama güvende yaşarsın diyorsa?
Seçmenin dediğinin ne önemi ya da kıymet-i harbiyesi olabilir ki?
Olsa, olsa SMS olur!
Hani Yunanistan bu kör, topal hali ile Ege de ne kadar adacık ada kayalık varsa, bayrak çekip kilise dikiyor ya?
Madem biz en güçlü zamanındayız, kürsülerden esip kükrüyoruz?
Gelin bizde, tüm Ege de ki adacıklara, birer mescit olmadı, dört yanı çevrili namazgahlar yapalım ve bayrağımızı çekelim!
Kusura bakmayalım ama, ne seçmenin mesajı alınıyor, ne seçilenin mesajı…
Neden biliyor musunuz?
İkisinin de yayın frekansları farklı, aynı zamanda antenleri de bir birine bakmıyor!
Her akşam iftar toplantılarında siyaset daha çok konuşuluyor ve seçim meydanlarına benziyorsa? Ne teknik analize gerek var nede Yellen ve Draghi söylemlerine?
Ne gaza gelmeli, ne de saza, hesabı, kitabı ayan ve beyan görünen gerçeklere göre yapmalı…