Büyümede dünya rekorları geride kaldı. Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte ihracat sayesinde yüzde 2,9 büyüdü. Ekonomistler gelecekten umutsuz. Sanayici Merkez’den acil faiz indirimi bekliyor.
Temmuz ayı içinde ikinci çeyrekteki olası büyüme hızımızın ne olabileceği hakkında epey ahkâm kesmiştim. 17 Temmuz’daki şöyle: “Bu olasılık bir tarafa bırakıldığında, 2. çeyrekteki büyüme oranının ilkinden pek de farklı olmadığı, bir fark oluşmuşsa da bunun biraz daha yüksek büyüme yönde olacağı anlaşılıyor.” Başka yazılarda da benzeri ifadeler var. Mesela 10 Temmuz: “Farklı bir ifadeyle, 2. çeyrek ilkinden pek farklı değil. Olsa olsa biraz daha yüksek beklemek gerekiyor. Ama ‘biraz daha yüksek’, ‘daha yüksek’ değil, ‘yüksek’ hiç değil.”
2. çeyreğe ilişkin büyüme rakamlarını dün öğrendik: Bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla ekonomimiz yüzde 2.9 oranında büyüdü. İlk çeyrekte ise yüzde 3.3 büyümüştük (0.1 puanlık yukarıya doğru güncelleme yapıldı). Yılın ilk yarısındaki büyüme oranımız ise yüzde 3.1 oldu. Dolayısıyla, 2. çeyrekte ilk çeyreğe kıyasla biraz daha düşük bir oranda büyüdük; daha önce bu köşede yer alan “ilk çeyrek ile ikinci çeyrek arasında büyüme oranımız açısından pek bir fark olmayacağı” tahmini tuttu. Buna karşın, arada fark olacaksa, 2. çeyrek büyümesinin biraz daha yüksek çıkacağını düşünüyordum. Tersi oldu; 2. çeyrek büyümesi az da olsa daha düşük çıktı.
Dikkatimi çeken birkaç noktanın altını çizeyim. Birincisi, 2012’nin ilk yarısında yakaladığımız yüzde 3,1’lik büyüme, yüzde 4,5-5 aralığında olan potansiyelimizin oldukça altında. İkincisi, özel kesimin yatırım harcamalarında2. çeyrekte azalma var; bir yıl öncesine kıyasla yüzde 7,9. Yüksek bir oran. Yılın ilk yarısı olarak bakıldığında da aynı olumsuz durum geçerli: 2011’in ilk yarısına kıyasla yüzde 3,5 daha az yatırım yapmış özel kesim. Şaşırtıcı değil; bir süredir işadamlarına yönelik yapılan anketler ekonomiye duyulan güvende erozyona işarete ediyordu. Üçüncüsü, yılın 2. çeyreğinde özel kesim tüketim harcamaları da azaldı. Ekonomimizin küçülmemesinin tek nedeni, ithalata kıyasla ihracattaki önemli artış. Net dış talebin büyümeye katkısı 5.7 puan oldu; oldukça yüksek.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.