Ekonomik Kurallar Değiştirilemiyor

Geçenlerde eski kitaplarımı karıştırırken Dünya Bankası tarafından yayınlanmış “Patlama, Kriz ve Uyum: Gelişmekte Olan Ülkelerin Makro Ekonomik Deneyimleri” (Boom, Crisis and Adjustment: The Macroeconomic Experince of Developing Countires, Oxford University Press, 1993) başlıklı kitaba rastladım. Yazarları I.M. D. Little, Richard N. Cooper, W. Max Corden ve Sarath Rajapatirana. Kitap, 1970’li yıllardan başlayarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik gelişmeleri ve birbirleriyle olan etkileşimi analiz ediyor. Bugünle benzerlikler çok çarpıcı.
Dünya ekonomisinin genel durumu özetlendikten sonraki bölüm “Ucuz ve Bol Kredi Dönemi” başlığını taşıyor. Bir sonraki bölümün adı: “Krize Doğru: 1979-1982” Daha sonra “Birçoğu için Yavaş Toparlanma” bölümüne geçiyorsunuz. Bizi ilgilendiren en önemli bölümlerden biri “Enflasyon” başlığını taşıyan bölüm oluyor. Kitap daha sonra “Şimdi ne yapılmalı?” sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor.

ÜÇ KURAL
Finansal krizlerden sonra ekonomik toparlanmanın yavaş olduğunu bilmeyen yok. Kitaplığımı biraz daha karıştırsam, herhalde bu konuda 1800’lü yıllara kadar giden analizler bulabilirim. Şöyle diyebiliriz:
1. Kural: Finansal krizlerden sonra ekonomik toparlanma yavaş olacaktır.
2. Kural: Ekonomi politikaları Kural’ı değiştiremez.
3. Kural: 2. Kural’a saygı gösterilmezse, ekonomi toparlanmadığı gibi bambaşka sorunlarla da karşı karşıya kalınabilir.
Amerika 1. ve 2. Kural’ları yok sayarken, gelişmekte olan ülkelerin bazıları, Çin gibi, zaten çok yüksek olan ekonomik büyümelerini biraz düşürmeye razı görünüyorlar. Bazıları ise, Latin Amerika ülkeleri, gaza basma sevdasındalar.
Küresel krizden nasibini almış hiçbir ülke için zaman, gaza basma zamanı değil. Amerika gibi gelişmiş ekonomiler için hiç değil. Gelişmekte olan ekonomiler ise, ekonomik büyümenin kaynağı ne olursa olsun, ancak uluslararası sermaye hareketleri izin verdiği sürece ekonomik büyümeyi başarabilecek konumdalar. Son üç yıldır böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak gibi görünüyor.
Zorlama, şimdi bir tehdit değilmiş gibi görünen enflasyonun önünü açmak olur. Enflasyon fırladığında, ekonomik büyüme daha da sınırlanır. Enflasyonla mücadele ekonomik büyümeden daha da fazla fedakârlık etmeyi gerektirebilir. Kısacası, başa dönülür, ama daha ağır şartlarda.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir