Suriye’nin kuzey batısı, birkaç yıldır Türkiye’nin arka bahçesi olmuştur.
Bu yöreye, Türkiye’nin desteği sayesinde “Ilımlı Muhalifler” (ki bunların arasında Türkmenler de vardır) hâkimdir. Esat rejimini destekleyen Rus silahlı kuvvetleri ise, bölgeye Esat hükümetinin egemen olmasını istemektedir. Rus uçakları, yerel güçleri sindirmek için bölgeyi havadan bombalamakta; Türkiye de buna engel olmaya çalışmaktadır. Bu gerilim sonunda bir Rus bombardıman uçağının Türk avcı uçakları tarafından düşürülmesi kertesine kadar gelmiştir. Bu çok kötü bir gelişmedir. Ama olmuştur. Türkiye, Suriye’nin iç işlerine karışmaya başladıktan sonra düşürülen üçüncü uçaktır bu. İlk kez 2012’de Suriye, bir Türk uçağını Suriye üzerinde vurdu ve uçak denize düştü. 2014’te Türkiye de benzer bir gerekçeyle bir Suriye uçağını düşürdü. Rus uçağının düşürülmesi üzerine “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini benimseyenlerimiz çok telaşlandı. İktidarı, “işin sonunun nereye varacağını düşünmeden davranmakla” suçladı. Bence AKP ne yaptığını bilmektedir. Oluşan riskleri hesaplamış ve bilerek almıştır. Aldığı kararlar, kendi dünya görüşlerine uygundur.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Sözcü Gazetesi)