Önceki gün açıklanan büyüme verisi kötüydü. Yüzde 2.9 ile 2009 sonrasının en düşük büyümesi ortaya çıktı. İç tüketim ise daraldı. 2010’da yüzde 9.2, 2011 ‘de yüzde 8.5 büyüyen bir ekonomi krize girmemiÅŸken yüzde 2.9 büyümeye indi. Hem de bir yıllık bir sürede. Finansal piyasalar iyiyken, dışarıdan para gelirken, geleceÄŸe yönelik beklentiler pozitifken ekonomideki bu durgunluk neyin nesi?
BEDEL DÜŞÜK BÜYÜME: Sorunun yanıtı bize madalyonun ikinci yüzünü gösteriyor. Ekonomi yönetimi 2011 ortasında frene bastı. Hem Avrupa krizinin ÅŸiddetlenmesinden hem de cari açığın tüm zamanların rekor düzeyine çıkmasından korkuldu. İki etkenin birleÅŸmesiyle Türkiye’nin yeni bir krize girmemesi için, ekonomide yumuÅŸak iniÅŸ tercih edildi. Bu baÅŸarıldı da. Frene basmanın en büyük aracı kredilerin maliyetinin yükseltilmesiydi. Yüzde 8-9 bandına kadar inmiÅŸ olan kredi faizleri maliyetlerin artırılmasıyla yüzde 1415 bandına yükseldi. Faizlerde yaklaşık yarı yarıya artış yanında kredilere miktar sınırlaması da konuldu. Sonuçta büyüme yarı yarıya azalacak, yüzde 8.5’ten yüzde 4 civarına gerileyecek. Bedel bu.
1. ÖDÜL DÜŞEN ENFLASYON: Ödenen bu bedel karşılığında elde edilen ilk ödül ise düşen enflasyon. Enflasyon çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara indi. Yıl sonu ise yüzde 6.2’ye ineceÄŸi tahmin ediliyor. Bu düzey de geliÅŸmekte olan ülkelerin ortalamasına yakın.
2. ÖDÜL DÜŞEN CARİ AÇIK: Düşen cari açık ise ikinci ödül. Temmuzda 3.8 milyar dolara inen cari açık aylık bazda son bir yılın en düşük rakamı. Yıllık cari açık ise 61.4 milyar dolara geriledi. Ekim 2011 ‘deki 78.6 milyar dolara göre 17.1 milyar dolarlık azalma söz konusu. Bu da yüzde 22 gerileme demek. Milli gelire oranı ise yüzde 10 düzeyinden yüzde 8’e geriledi. 61.4 milyar dolarlık cari açığın 2. çeyrekte 764 milyar doları bulan GSYH’ye oranı yüzde 8.0. Yıllık hedef ÅŸimdiden tutturuldu. Cari açık bu düzeylerde yatay seyretse bile, yükselecek olan milli gelirden dolayı oran yüzde 8’in altına inecek.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.