Merkez Bankası eski BaÅŸkanı DurmuÅŸ Yılmaz,”Krizin ÅŸiddetine baÄŸlı olarak 2009’da olduÄŸu gibi sıkıntıları kısa süreli de olsa tekrar yaÅŸayabiliriz. Tedbiri ve ihtiyatı elden bırakmayalım” dedi.
CumhurbaÅŸkanı BaÅŸdanışmanı ve Merkez Bankası eski BaÅŸkanı DurmuÅŸ Yılmaz, ”Korkuyla umut arasında bir yerde olalım. Çünkü ekonomik hadiseler çok hızlı geliÅŸiyor ve ÅŸartlar çok hızlı deÄŸiÅŸiyor. EÄŸer hergün kriz kriz derseniz olmayan krizi yaratabilirsiniz” dedi.Kocaeli Sanayi Odası AÄŸustos ayı Meclis Toplantısında konuÅŸan Yılmaz, bugün itibariyle bir durum tespiti yapıldığı taktirde büyüme, istihdam, enflasyon ve finansal istikrar gibi makro deÄŸiÅŸkenlerde, giderek artan olumsuz geliÅŸmelere tanık olunacağını kaydetti.
Uluslararası Para Fonu’nun 17 Haziran 2011 tarihli dünya ekonomik görünümünü güncellemesine göre global ekonominin bu yılın ilk çeyreÄŸinde yüzde 4,3 büyüdüğünü vurgulayan Yılmaz, ancak Japonya depreminin ortaya çıkardığı sorunlar, ABD’de ve Euro bölgesindeki kamu maliyesiyle ilgili sorunların aÅŸağı yönlü riskleri arttırdığına dikkati çekti.
”Önümüzdeki dönemde kısa dönemli dalgalanmalar olacak. Gün gelecek piyasalar yükselecek, gün gelecek piyasalar daralacak” diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
”GeçmiÅŸ 3 haftada olduÄŸu gibi. Ancak nereden bakarsak bakalım önümüzdeki orta vade aÅŸağı yukarı 6 aylık ve 1 yıllık vade olarak söylüyorum, sanayi üretim endeksleri, kapasite kullanım oranları gibi öncü göstergeler özellikle büyümedeki zayıflığa bugün itibariyle dikkati çekmektedir ve çekmeye devam edecektir. Dünya ekonomisi bugünden itibaren daralmaya baÅŸlamıştır ama henüz çok ciddi bir eksi bir büyümeye gelmiÅŸ deÄŸiliz. Büyümedeki yavaÅŸlamanın önümüzdeki dönemde de enflasyona olumlu katkı yapması beklenmektedir.
Büyümeyi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin emek piyasalarında da etkili olmaya baÅŸlayan ve 2010 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanmaya baÅŸlayan istihdam 2011 yılının mayıs ayından itibaren duraksamaya baÅŸladı. YavaÅŸlayan ekonomik faaliyetlerin ABD’nin ve Euro bölgesinin karşı karşıya kaldığı kamu maliyesi sorunları, not düşürülmesi ve bu sorunların çözülmesine yönelik belirsizlikler, artan risk primlerinin yanı sıra geniÅŸleyen sipretler ile OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika’da meydana gelen jeopolitik geliÅŸmeler risk iÅŸtahında bozulmalara neden olmuÅŸtur. Finansal istikrarla ilgili kaygıları arttırmıştır. Ancak çok büyük belirsizlikler olduÄŸunu unutmayalım ve durumun ciddi olduÄŸunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayalım.”
2001 krizinde Türkiye’nin likidite vermeyerek 30’dan fazla bankanın sistemden çıkmasını saÄŸladığını gündeme getirenlerin olduÄŸunu vurgulayan Yılmaz, şöyle konuÅŸtu:
”Bu kesimler, ‘Elin devleti ulusal çıkarlarını nasıl koruyor, hiçbir bankasının batmasına izin vermedi. Biz ise 30’dan fazla bankamızı kapatarak ülkemize yazık ettik’ diyor. EÄŸer ABD’nin yaptığı gibi açıktan para basıp bütün bankaları kurtarsaydık, ekonomimiz ÅŸimdi olduÄŸu gibi güçlü mü olurduk yoksa o günkü hastalıkları bugüne taşıyıp kamu maliyesini daha da bozar mıydık? Bu hususu takdirlerinize sunuyorum.”
DÃœNYADAKÄ° EKONOMÄ°K KRÄ°Z
2009 yılında yaÅŸanan ekonomik küçülmenin, ABD’nin ve Ä°ngiltere ekonomisinin karşılaÅŸtığı problemlerin sonucu ortaya çıktığını vurgulayan Yılmaz, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:
”O dönemde henüz Avrupa ekonomisinin, ABD ekonomisi gibi derin sorunları su yüzüne çıkmamıştı. Avrupa’da sorunlar 2010 yılı Mayıs ayında ortaya bankacılık sorunuyla belirginleÅŸti. Bugün hem ABD, hem de Avrupa bankalarının bilançoları tamir edilmiÅŸ deÄŸil. Bu bankaların yeterli sermaye seviyesine ulaÅŸması yıllar alacak. Dolayısıyla ikinci dalga ekonomik daralamanın birincisine göre daha derin olacağı beklenebilir. Ancak ortada edinilmiÅŸ bir tecrübe birikiminin de olduÄŸunu unutmayalım. Zamanında alınacak etkin kararla krizin ÅŸiddetini azaltabilir. Krizler genellikle 4 evreden geçer. Ä°nkar etme, hayal kırıklığı, panik ve umut evresidir. Avrupa bölgesindeki borç krizi bence ilk üç evreyi geride bırakarak son evre olan umut evresine girmiÅŸtir. Umut tatminkar çözümle sonuçlanır mı pek belli deÄŸil. Ama son zamanlarda konuya daha ciddi yaklaşıldığı görülmektedir. Ancak unutmayalım borç sorunu ABD ve Avrupa’da ekonomik olduÄŸu kadar siyasidir.”
TÃœRKÄ°YE EKONOMÄ°SÄ°NE YANSIMASI
Gelişmeleri Türkiye ekonomisi açısından da değerlendiren Yılmaz, şunları kaydetti:
”Her ÅŸeyden önce 2008 ve 2009 krizi ve eÄŸer olur ise son kriz bizim krizimiz deÄŸildir. Yani biz bunu kendi iç dinamiklerimizle yaratmadık. Kriz ekonomimizin kendi iç dinamikleri sonucu olmamıştır ve olmayacaktır. Bilinen otoritelerce yakından takip edilen cari açıkla ilgili kırılganlığımız hariç Türkiye’de krizin maddi koÅŸulları yoktur. Ekonomimizin saÄŸlam makro temeller üzerine oturduÄŸunu biliyoruz. Kamu maliyesi göreceli olarak güçlü. Borç dinamikleri sürdürülebilir, bankacılık sistemi saÄŸlam, kredi piyasası iÅŸlevsel ve aktarım mekanizmaları çalışan bir sitemimiz var.”
ÃœLKEMÄ°Z KRÄ°ZLERDEN DENEYÄ°M ALDI
Dünyadaki ekonomik daralma göz önüne alındığında ve 2009 tecrübesi de hesaba katıldığında Türkiye’de enflasyon üzerinde çok fazla bir baskı olacağını düşünmediÄŸini belirten Yılmaz, ”Zaten Merkez Bankası da faiz indirimini bu bilgi çerçevesinde yaptı. Krizin ÅŸiddetine ve derinliÄŸine baÄŸlı olarak 2009 yılında olduÄŸu gibi sıkıntıları kısa süreli de olsa tekrar yaÅŸayabiliriz. O nedenle tedbiri ve ihtiyatı elden bırakmayalım” dedi.
DurmuÅŸ Yılmaz, ”Türkiye’nin, 2001, 2008 ve 2009 yılı krizinden sonra kazancı ne olmuÅŸtur ve bu kazançlar nedir?” diye bakıldığında görülen ÅŸeyleri şöyle sıraladı:
”Ä°ki yakası bir araya gelen güçlü ve saÄŸlam kamu maliyesinin yanı sıra düşük tek haneli enflasyon ve buna baÄŸlı olarak düşük nominal faiz. Son yıllarda yakaladığımız ekonomimizin potansiyel büyüme sevisiyle uyumlu sürdürülebilir büyüme performansı bu üç kazanım sayesinde olmuÅŸtur. Bu kazanımlardan asla taviz verilmemelidir. 12 Haziran genel seçimlerinden sonra verilen demeçlerin yanı sıra söylenenler ortamı bozdu. Önümüzdeki dönemde biraz ihtiyatlı ve mütevazi olmakta fayda var. Bugün ekonomimizin geldiÄŸi nokta itibariyle gururlanmamız, onurlanmamız doÄŸru bir ÅŸeydir. Biz ekonomik baÅŸarıyla gururlanmayı hak ediyoruz. Korkuyla umut arasında bir yerde olalım. Çünkü ekonomik hadiseler çok hızlı geliÅŸiyor ve ÅŸartlar çok hızlı deÄŸiÅŸiyor. EÄŸer her gün kriz kriz derseniz olmayan krizi yaratabilirsiniz. Dolayısıyla gerçekçi olalım, doÄŸruları söyleyelim. Ancak doÄŸruların söylenmesinin de bir usulü adabı var. Aynı doÄŸruyu farklı kelimelerle söylerseniz baÅŸka etki yaratırsınız. Aynı doÄŸruyu baÅŸka kelimeler ve cümlelerle söylerseniz farklı etki yaratırsınız. Ben gerçekçi olacağım derseniz ve de kriz var geliyor hazırlıklı olalım derseniz var olan veya olma ihtimali olanı güçlendirebilir ve derinleÅŸtirebilirsiniz. Bunun için seçimden sonra verilen bazı demeçler hoÅŸ deÄŸildi.”
kaynak
http://ekonomi.haberturk.com/finans-borsa/haber/663515-durmus-yilmazdan-tedbirli-olalim-uyarisi