İstanbul başta olmak üzere günümüzde büyükşehirlerin en büyük problemlerinden birini ulaşım oluşturuyor. İşin çıldırtıcı trafik boyutunun dışında trafikte bekleyen araçların yaptığı yakıt harcaması ve karayoluna bağlanan bir ulaşım anlayışı hem cebimizi hem de sağlığımızı olumsuz etkiliyor.
Dünyanın birçok büyük kentinde meselenin motosiklet hatta daha da uygunu olan bisiklet ile çözüldüğü biliniyor. Fakat tuvalete bile otomobille gitme hastalığına sahip benim ülkemin insanı, bu işi küçümsediği gibi, trafikte de iki tekerlekli taşıta yaşam hakkı tanımıyor.
Bu her şeyden önce bir zihniyet meselesi… Daha önce de yazmıştım. Eğer siz Hollanda’dan gidip metrobüse tanesine 1 milyon 200 bin avro öderken aynı tarihte Hollandalı gelip, sizde üretim yapan yerli firmadan 250 bin avroya otobüs alıyorsa sizin zaten zihniyetinizde ciddi bir sakatlık var demektir.
Söz Hollanda’dan açılmışken, Hollanda Başbakan’ı görev yerine bisikletle giderken, sizin yetkilileriniz konvoylarla ve koruma ordusuyla dört tekerlekliyi tercih ediyorsa, bu sözün bittiği yer oluyor.
Hatta yetinmiyorsunuz, ekranlara çıkıp ülkenin otomotiv merkezi olduğunu söyleyip, tanesi 100 bin dolardan 10 tane özel yapım 4 x 4 aracı korumalarınıza ABD’den alıyorsanız, iyi niyetiniz ve bakış açınız sorgulanır hale gelir.
Dönelim tekrar bisiklete… Eğer siz bisikleti bir ulaşım aracı olarak düşünmez, bunun maddi ve sağlığa uygun avantajlar sağladığını düşünerek kullanımını teşvik etmezseniz, size zorla AB’ye uyum kapsamında şehircilik anlayışı, karbondioksit salınımı gibi gerekçelerle bisiklet yolu yaptırırlar.
Siz ne yaparsınız? Apar topar bu konuyla ilgili projeleri toplarsınız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamasına göre 81 ilde bisiklet yolu projesi başlatırsınız. Açıklamaya göre bugüne kadar belediyelere 1 milyon TL hibe kaynak aktardığınızı belirtirsiniz.
Diyeceksiniz ki ne var bunda? Son derece yararlı bir iş… Teorik olarak yüzde yüz sizinle aynı fikirdeyim. Ama pratiğe baktığınızda ortaya çıkan fotoğraf ilginç. Bisiklet yolu ile ilgili bir örnek vereyim.
İstanbul Sarayburnu – Yeşilköy hattında bir çizgi çizerek bisiklet yolumuz oldu. Buraya kadar problem çıkmadı, ama bu terbiyesiz bisiklet kullanıcısı içeriye de girmek istedi. Bakırköy’deki araç üst geçidinden özel yol yapıldı. Işıklandırma sistemi yeniden düzenlendi.
Bisikletli vatandaş sahilden, köprüyü kullanarak bisiklet yoluyla Veliefendi istikammetine yöneliyor. Gidiyor, gidiyor, gidiyor ve Marmara Forum isimli alışveriş merkezine geldiğinde yol bitiyor. Zeytinburnu’na ya da başka bir ilçeye gitmek mi istiyor? Yol yok…
Ne yapacak? Uçacak… Bu da gösteriyor ki, ‘çok iyi bir şey yapıyorum’ adı altında yine eşe dosta kaynak aktarmanın yolunu bulmuşsunuz. Peki bisiklet kullanıcısı ne yapacak?
Büyük düşünün… Yakında gökyüzünde dünyanın ilk uçan bisikletlerini görebiliriz. Adamlar teknoloji gelişsin diye yarım yol yapıyor, bizim de düşündüklerimize bak. Çok kötü niyetliyiz çok…
Zaten bu nedenle dünyanın en büyük adalet sarayları bizde ama 1992 – 2002 yılları arasında AİHM’de 3 bin kez mahkum olmuşuz. Son 10 yıldakileri saymıyorum bile… Hukuk üzerindeki siyasi vesayet gün gibi ortada. Bununla birlikte istatistiksel olarak vakaları sayısı AİHM’de düşsün diye başvuruyu zorlaştıracak her türlü taklayı attılar. Yani sorun kalkmasın, ama rakamlara da yansımasın.
İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili kanun çıkartırsınız, ama Türkiye’de iş kazalarında halen günde 4 kişi hayatını kaybeder. Yani kanunen ölürler. Siz ne yaparsınız? ‘Denetimleri artırıyoruz’ dersiniz. Mevcut denetmen kadrosuyla tuvaleti bile denetleyemeyeceğinizi bile bile.
O zaman her şey göstermelikse, komşular alışverişte görsün noktasındaysa, bazıları da bunu vesile edip, rant dağıtıyorsa bisiklet yolu yarım kalmış da ne olmuş. Uçun kardeşim uçun. Memlekette şıhtan şeyhten bol ne var? Verin parasını iki üflesin uçun.
252 bin avroya otobüs satıp sadece 1.2 milyona metro alabiliyorsak süperiz demektir. Bu çok avantajlı.
Hollanda Başbakan’ı görev yerine bisikletle de gider yürüyerek de gider elmalar armutla birbirine girmiş, orada bu denli başbakan düşmanı bu denli terörist mi var. Sözün bittiği yer olmuş hakikaten, herşeyimiz bitti bisiiklet yollarının heryere çıkması gerekliliği kaldı. Gerçekten söz bitmiş.