Türkiye garip memleket doğrusu… Zaten zorduk; zaten duyarlılığımızla ilgili sıkıntılarımız vardı; fakat son yıllarda kendi gerçeğine yabancılaşan insanların, dört işlem matematik özürlü tavrını anlamak iyice mümkün olmamaya başladı.
Vatandaşın bir bölümü, halen krizin, ekonomik sıkıntıların Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen kişiler tarafından ortaya atıldığını inanacak kadar saflık sergiliyor. Velev ki doğru, o zaman adama sorarlar; niye bu kadar içli dışlı oldun; neden bu kadar göbekten bağlandın?
Adam işsiz, borçlu, aybaşını getiremiyor; ama halen iktidarın başarılı ekonomi palavrasını savunmaya devam edebiliyor. Bir de buna kılıf bulmuşlar ‘dış mihrakların oyunu.’ Oysa sağlamayı yapmak için iktisatçı ya da uzman olmaya gerek yok; dört işlem matematik bilmek yeterli.
15 yılda nüfusunun yüzde 4’ü iken, yüzde 66’sını borçlu hale getiren bir ülkenin dış mihraka ihtiyacı yok ki… Kanında bir mikrop gibi 91 milyar dolar sıcak para dolaşan bir ekonomi yarattıktan sonra, nasıl köşeye sıkıştırıldığını sorgulamaya ihtiyacı yok ki…
2014 senesinde 131 milyar dolar sıcak para zehrini alan, ekonomisini tüketime dayandırıp, borç parayla dönen ve 2015 sonunda 40 milyar doları kaçıran bir memleket üzerinde çok dahiyane siyasi manevralar kurgulamaya ihtiyaç yok ki.
Eğer ekonominizin büyüklüğü 700 milyar dolar civarında ise, yurtdışı varlıklarınız ile yükümlülüklerinizdeki pozisyon açığı, yani alacağınız ile borcunuz arasında karşılığı olmadan kullandığınız rakam 375 milyar dolar ise sizi diz çöktürmek için komplo oluşturacak kurgulara ihtiyaç yok ki…
Bu açık 440 milyar dolar iken, size TL maliyeti 1 trilyon 35 milyar TL, 375 milyar dolar iken 1 trilyon 110 milyar TL ise yediğiniz dayağın adresini aramaya ihtiyaç yok ki. Fabrika yatırımları dururken, kasa, raf, çatıdan ibaret marketleri, sıcak parayı yabancı yatırım diye saymış, gelen parayı da finansman olarak kullanmak yerine, tüketmiş iseniz dışarıda düşman aramaya ihtiyaç yok ki…
Dünyada likiditenin bol olduğu bir süreçte 12 senede 62 milyar dolarlık özeleştirme yaptıysanız, malı mülkü satıp, fabrikaları kapatıp, paranın da nereye gittiğinin hesabını veremiyorsanız, bugün terk ettiğiniz üretim ekonomisine dönmekte zorlanmanızın nedenini dışarıda aramaya ihtiyaç yok ki…
Bankalarınızı, borsanızı, reel piyasalarınızı yabancılara teslim ettiyseniz, bunu da yıllarca başarı diye anlattıysanız ve bazı saflar da buna inandıysa, çekilen fakirliğin, borçla yaşamayı refah zanneden insanlar yaratmanın suçlusunu dışarıda aramaya ihtiyaç yok ki… Velhasıl kelam; dört işlem ekonomiyi unutmuş memleketimde durum şu:
“Çirkinliğine darılmış, aynalara küsmüş;
Cahilliğine kanıp, kitapları örtmüş;
Açlığını unutmak için rüyalar görmüş;
Komşu mu gerek sana ey dostum uyan;
Ocağının ateşi evladınla sönmüş.”