Dolar yine düştü. Türk lirası yine değerlendi. Kur yine geriledi. Yine diyorum çünkü bu hareketler hep oluyor. Koptu gidiyor derken her şey yeniden tersine dönüyor.  Bu defa da olan bu. Bir kez daha ne olacak bu kurun hali deme noktasına geldik. Durum böyle gider, kur baş aşağı dönerse çok geçmeden ne olacak bu liranın hali deme noktalarına geliriz.
Son günlerde döviz kurunu hareketlendirip, tersine çeviren bir dizi gelişme var. Bu tür beş gelişme sayılabilir. Bunların üçü dışarıda olan bitenle ilgili. İki de içeride gelişen olay var.
Dışarıda geliÅŸen olayların dolar- TL kuruna etkisi dolaylı yoldan oluyor. Olaylar önce dolar- Euro paritesini  etkiliyor, dolar- TL kuru buna göre kendisini düzeltiyor. GeçtiÄŸimiz günlerde de bu yönde güçlü bir hareket oldu. Bazı geliÅŸmeler yıl başından beri dikiÅŸ tutmayan Euro’ya destek verdi. Euro güç kazanıp, dipten döndü. Parite yükseldi.  Dolar deÄŸer kaybetti.
Bu sürece destek veren üç geliÅŸme var. Bir tanesi Avrupa’da havanın görece düzeliyor olması. İkinci geliÅŸme Amerikan Merkez Bankasının (FED) parayı gevÅŸek tutmaya, yani ortalığı dolara boÄŸmaya devam edeceÄŸinin anlaşılması. Üçüncü geliÅŸme ise ilk iki geliÅŸmenin etkisiyle uluslararası risk iÅŸtahının yükselmiÅŸÂ Â olması.
İçeride dolar talebini dizginleyip, dolar arzını arttıran iki geliÅŸme olduÄŸu söylenebilir.  Birisi Türk tahvillerine karşı ilginin ve talebin artması. Bunu en somut olarak Hazine’nin son ihalelerinde gördük. Bu geliÅŸmenin hem risk algısı hem de faiz ile baÄŸlantısı var. Liraya ilginin arttığı süreçte ve ihalelerde faizin yükselmiÅŸ olması faiz baÄŸlantısının etkili biçimde devrede olduÄŸunu söylüyor.
Risk algısındaki değişmenin de büyük ölçüde içerideki ikinci gelişme ile bağlantılı olduğu kanısındayım. Türkiye ekonomisine ilişkin karamsar 2012 senaryolarının tepe yaptığını düşünüyorum.  Bu duruma herkes benim gözümle bakmayabilir. Kendi adıma aylardır tırmandırılan karamsarlığın sonuçta ekonominin verileri ile uyumsuz hale geldiğini ve bunun da görece iyimser beklentilere yol verdiğini düşünüyorum.
Bu geliÅŸmelerin içeride ve dışarıda dolar talebini dizginlerken Euro ve TL talebini beslediÄŸi ve sonuçta Euro ve TL’yi deÄŸerlendirdiÄŸi anlaşılıyor.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Bu süreçte bazı ilginç geliÅŸmeler de oldu.  AB üyesi dokuz ülkenin kredi deÄŸerlendirme notunun düşürüldüğü  bir ortamda Euro’nun deÄŸer kazanmış olması bunlardan birisi. Not kırılmasının ardından Euro’nun dolar karşısında tam anlamıyla tuÅŸ olması beklenirken geliÅŸmenin ters yönde olması gerçekten ilginç ve izaha muhtaç bir durum.
Burada iki açıklama olabilir gibi görünüyor. Kriz sürecinde kredi derecelendirme kuruluşlarının fazlasıyla itibar kaybettiği  biliniyor. İtibar kaybı nedeniyle, daha önce ABD bağlamındaki notlamada da görüldüğü gibi, not indirimleri falan artık pek ciddiye alınmıyor, risk hesaplarına yansıtılmıyor. . Dolayısıyla, dramatik bir çelişki gibi görünse de, not indirimi ile paranın değer kazanması üst üste binebiliyor. Açıklamalardan birisi bu olabilir.
Not indirimi ciddiye alınsa bile, indirim bağlamında ve bunun sonrasında gelişen olaylar bu eylemin etkilerini dengeleyecek kadar olumlu bir hava yaratmıştır şeklinde bir ikinci açıklama da yapılabilir. Bu açıklamanın geçeğe daha yakın olduğunu düşünüyorum. Not indirimlerinin daha ilk adımda piyasaları çok etkilemediğini hatta birkaç gün içinde belli bir rahatlama da yarattığını biliyoruz. Bunun kısmen indirimlerin bekleniyor olmasından kısmen de indirimlerle birlikte Avrupa risk haritasının bir miktar daha temizlenmiş olmasından kaynaklandığını söylemek mümkün. Bu durumda, beklenenin tersine, not indirimlerinin risk algısına değiştirip, beklentilerin düzelmesine katkı yaptığı söylenebilir.
Ama not indirimine raÄŸmen Euro’yu kıpırdatan esas olayın Avrupa’da risk algısı ve beklenti evreninin olumluya dönmesi olduÄŸu söylenebilir. Bunda ilk ivmeyi veren geliÅŸme  geçen Aralık ayındaki zirvede alınan kararlar oldu. Avrupa Merkez Bankasındaki görev deÄŸiÅŸiminin ardından gelen bol bulamaç fonlama buna katkı yaptı. Nihayet Yunan borçlarının paylaşılması ile ilgili geliÅŸmeler (saç traşı) bu ivmeyi güçlendirdi.
Dolara ne oldu da durup dururken yönünü değiştirdi sorusunun yanıtı bence bütün bunlar. Tasalanmayın, yarın başka gelişmeler olur, yön yeniden değişir. Oyunun kuralı bu.