Şimdilerde ekonomi çevrelerinde, doların dünya paraları, özelliklede gelişmekte olan ülke paralarına karşı, aşırı değer kazanması ve petrol fiyatlarında ki düşüş, sanki bir birinden bağımsız iki etkenmiş gibi tartışılıyor!
Oysa dolar ve petrol tam bir ekonomik sepettir.
Eğer petrol dolarla alınıp satılıyorsa?
Birinin değeri artınca, diğeri elbette düşecektir.
‘Yeter ki arada spekülatör bir davranış ya da arz, talep ile üretimi etkileyecek sosyal, siyasi bir risk ya da çalkantı olmasın!’
Şimdi petrolün en çok üretildiği bölgede, oldukça sıcak çatışmalar olmasına karşın, sadece doların değer kazanması sonucu mu, petrol varil fiyatları seksenli dolarlara kadar iniverdi?
Bunu salt bu şekilde görmek, büyük bir yanılgı olacaktır.
Doların aşırı yükselmesi ve gelişmekte olan ülkelerinin paralarının, bir dolar için ödeyecekleri yerli para miktarını da artırmaktadır ve maliyet direk, ülke insanının bireysel bütçesinden daha çok harcama yapmasına neden olmaktadır. Bu da tüm dünya ülkelerinde ciddi ekonomik sıkıntılara ve küresel toplum gerilimlerine neden olmaktadır!
12 Kasım 2011 tarihli ‘’Küresel ekonomik çözümler Akdeniz’de mi?’’  başlıklı yazımda, petrol fiyatlarının, bir şekilde indirilmesi beklentisini, şu şekilde öngörmüştüm;
‘’Para basmak, borçlanmak, kıymetli metaller ve diğer finans balonları ile çözemedikleri küresel ekonomik çıkmazı, enerji fiyatlarını düşürerek dengelemeyi deneyeceklerdir. Hülasa bu ekonomik kara delikleri kendilerine en az zarar verecek şekilde kapatacaklardır.
Bu önlem, hem kendi ellerini rahatlatacağı gibi, hem de az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, bir nebze olsun nefes almalarını, bu yolla da, ‘küresel toplumsal kalkışmaların ve huzursuzlukların önüne geçilmiş olacaktır.’
                                                                                                                                                                                      Â
21 Ağustos 2011 ‘’Çevresel eko politik gelişmeler’’ başlıklı yazımda ise vurguladığım;
Büyük küresel güçler, toplum mühendisliği denilen yöntemle, küresel ve bölgesel kamuoylarını o denli etkiliyorlar ki bu ani haber bombardımanını kırıp, salim bir bakış açısı ile iktisadi ya da siyasi bir gelişmenin özünü kavramak mümkün olamıyor.
O nedenle de, toplumsal ortak düşünce tarzı gitgide azalırken, bireysel şaşkınlığımız ve kuşkumuz da doğal olarak beraberinde artıyor. Bu da ekonomi ve politik vurguncular (spekülatörler) için bulunmaz bir ortam yaratıyor.
‘Eko politik gelişmeleri rakamsal ve bilimsel verilerle sağlamasını yapmadığımız sürece, küresel ekonomik aktörler tarafından ve her seferinde, değişken yöntemlerle, ütülmeye mahkûm oluruz. Bundan daha elim ve vahim olanı ise farkına bile varmadan, ütenlere iltifat etmeye devam etmektir.’
Bu gün ise, biz ve bizim gibi gelişmekte olan ülke insanlarına da, petrol fiyatları düştü diye bayram yaptırıyor, bunu bir ekonomik rahatlama olarak göstermeye çalışıyorlar!
Ne fark eder?
100 dolara aldığınız bir varil petrol için TL kuru 1,9 iken 100×1.9=190 TL cebinizden çıkarken aynı varil deÄŸeri, ortalama 85 dolara düşünce, TL kurunu da 2,25 olarak alırsak, cebimizden 191,25TL çıkmaktadır!
Cari açık açısından, devletler dışa daha az döviz ödeyeceğiz ve açık azalacak diye yorumlasalar da, bireyin ücretine aynı oranda ve bir artış yansıtamadığınız da, çalışanın ve tüm hizmet ve üretim sürecinden bu farkı tahsil etmiş olmuyor musunuz?
Keza aynı paralelde(!) olan sanal ve düşük enflasyonlar açıklayıp, buna göre sanal ve gene düşük mevduat faizleri vererek, tasarruf sahiplerinin mevduatlarından tırtıklamak ta, ekonomik cinliklerin, yeni küresel yöntemleridir!
Sonuç olarak, düzen değişmemekte, çalışanlar bir vesile ile daha çok emek verip, daha az ücretle çalışma yöntemi(!) her dönem küresel bir ekonomik kılıfın içine sokularak, yut durulmaktadır…