Sorular bitmiyor. Herkesin gözü dolarda. Çok uzun bir süredir bu soruyla bu kadar sık karşılaşmamıştım.
Ekonomilerde öngörülebilirlik mesafesi sıfıra indiğinde bu soruların sayısı had safhaya ulaşır. Görünen o ki, hane halkından tutun da iş dünyasına ve bireylere kadar hiç kimse bu sis ortamında önünü göremiyor.
Peki bu tür bir ortamda piyasa uzmanı ya da ekonomist olarak adlandırılan bizler önümüzü görebiliyor ve sağlıklı değerlendirme yapabiliyor muyuz? Bu soruya da cevabım “şüphesiz ki hayır” şeklindedir. Ama sıradan insandan farklı olarak hangi olayın, ne tür faktör ve etkilerin kurlar üzerinde nasıl bir etki yaptığını çok daha sağlıklı değerlendirebiliyoruz.
ABD’nin faiz artırımı etkili olacak
Yaklaşık 25 yılı bulan tecrübelerim, yaptığım çalışmalar, kriz üzerine yazdığım kitap, bu konularda bir önseziye sahip olabilmek konusunda bana ipuçları ve dersler verdi. Bir noktayı çok net vurgulamakta fayda var. Kim olursa olsun, eğer bir tahmin ya da öngörü yapıyorsa belirli varsayımlarda bulunmak zorundadır. Bu varsayımların ne kadar gerçekçi olup olmadığına da okuyucu karar verir. Eğer varsayımlar gerçekçi ise okuyucu ikna olur, değilse verilen tahminlere şüphe ile yaklaşır.
“Dolar ne olur” sorusuna cevap verirken kullandığım varsayımları sıralayayım. Lütfen bunların varsayım olduğuna dikkat ediniz. Dolar kuru tahmini yapabilmek için aşağıdaki “varsayımlar gerçekleşirse” tahminlerim tutarlı olur. Yoksa “aşağıdaki varsayımlar illaki gerçekleşecektir” demiyorum. Bilakis “bu varsayımlar gerçekleşecek olursa” şeklinde bir değerlendirme yapıyorum. Varsayımlarım şöyle:
Bugün Gazetesi’ndeki köşe yazımın devamı için TIKLAYINIZ.