Dokuz gün

BoÄŸaz dokuz boÄŸum derler

Bir de dokuz kere yutkunmadan bir şey söylemek doğru değil

Ayrıca doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlarmış…

Şimdi deniyor ki dolar dokuz günde düşecek!

Vallahi ne güzel bir kısaltma oluştu değil mi?

DDD

Dolar Dokuz günde Düşecek!

Piyasalar da bu süreçte ne yapacak derseniz?

Dokuz Doğuracak…

Alın size iki büyük D daha

DDDDD

Erbia(Rabia) siyasetin dört hedefi

Hamse (5) ise D’lerin ekonomik sembolü oldu bile!

Eh atık, elinde döviz tutanlara dur durak olmadığı gibi uyku da haram oldu…

Öyle ya kolay şey mi?

Ekran başında düştü mü, düşemedi mi?

Satayım mı, satmayayım mı?

Dünyanın hiçbir liberal ekonomi literatürün de, böyle bir yönlendirme yapıldığı görülmüş müdür acaba?  Araştırmak gerek…

Bu eko-tümör sizin tüm bünyenizi sarmaz ve eko-acil servislere taşımaz ise ne olayım!

Bu da dokuz günlük eko-fay hattında büyük bir sarsıntıya neden olacak. Artık altında kim kalacak, kim canını kurtardı ise de haline bin şükredecek bekleyip göreceğiz. Şunun şurası, dokuz gece dokuz gün…

Sözün özü;

Var sayılan korkular geleceğiniz için alacağınız kararları etkiliyorsa, biliniz ki bu gün kandırılmak da olan sizsiniz!

“Dokuz gün” ile ilgili 6 yorum

  1. Bir belgeselde izlemiÅŸtim. Çok büyük sürüler oluÅŸturan küçük balıklara saldıran yunuslar, yaydıkları ÅŸok dalgaları ile sürünün yön duygusunu yok ediyor ve sürüyü kolay avlanır hale getiriyorlar. Biliyorsunuz, sürü için en büyük güvence, sürünün dağılmadan ve birlikte hareket etmesidir. Sürüden ayrılanın vay haline… Bunu bilen avcılar, sürüyü, birlikte hareket etmekten alıkoyacak yöntemler geliÅŸtirmiÅŸler. Bu ÅŸok dalgaları ile hareket kabiliyetini yitiren sürüye sistemli bir saldırı gerçekleÅŸiyor. Yunuslardan sonra katil balinalar ve büyük balinalar da ava katılıyorlar… Sürüyü darma-duman ederek amaçlarına ulaşıyorlar… Bilmem, anlatabiliyor muyum?… Bu doÄŸanın deÄŸiÅŸmez kuralı… Hiç bir yerde, sürünün, kendine saldıran avcıları yok ettiÄŸi görülmemiÅŸtir. Siyaset de, bu kuralın tam olarak uygulandığı alanlardan biridir. Siyasetin karanlık ve iÄŸrenç yüzü hep tribünlere oynayarak, sürüyü kolay av haline getirme gücüne sahiptir. O güç hep orada durur, sahip olanlar deÄŸiÅŸir ama o gücü kullananın zalimliÄŸi, iÄŸrençliÄŸi, karanlık ve kirli yüzü hiç deÄŸiÅŸmez. Bugün, yeryüzünde en çok nefret edilen güruh siyasetçilerdir. Bu, gücün kullanımı ile ilgilidir ve sürüler bu güçle hep avlanırlar. Sürüden yitip gidenlerin yeri de sürüye yeni katılımlarla hep doldurulur ve bu kural acımasızca durmadan çalışır durur. Kimse, kurtuluÅŸ savaşını örnek vermesin, o bir varoluÅŸ savaşı idi, savaÅŸtan sonra geldiÄŸimiz, içine düşürüldüğümüz durum o günlere yakışıyor mu? Güç kimde ve nasıl kullanılıyor, hiç gören yok mu?… Geri çekilip, resmin bütününe bakın. Bakmakla kalmayın, görün ve ne olduÄŸunu kavramaya çalışın… Tabii bunun için doÄŸru ve iyi çalışan bir beyninizin, olanları doÄŸru yorumlayabilecek birikiminizin olması lazım…

  2. Doğruya doğru, çoğumuz kısa vadeci olduk. Ülkemiz isterse batsın ,ben hep kazanayim nasıl olursa yolunda ilerliyoruz. Saygılarımla.

  3. bu kandırılmak korkusu ne zaman bitecek. balık taze diyen balıkçıya, et yerli diyen kasaba, karpuz adana diyen manava, hesabı getiren garsona , iyilik yapan kişiye acaba arkasında ne var diye, gazeteye tv ye inanmıyoruz kuşkuyla bakıyoruz. Ne kadar aciz durumdayız kandırılma duygusuyla yaşarken

    1. Değerli katkınız için teşekkürler. Belirtiğiniz konularda da çok haklısınız.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir