Başbakan ne zaman dara düşse milli iradeden bahsediyor. Ne sandıkmış ki içinden çıkan oran dikkate alınıyor da, verilen yetkinin sorumluluğu yok sayılıyor. Son yaşanan rüşvet ve yolsuzluk operasyonundaki iddialar, vekaletin suistimal edildiğini gösteriyor.
Diyelim ki bu bir yolsuzluk iddiası… Kanıtlanır ya da kanıtlanmaz, doğrudur ya da yanlıştır. Unutulmasın ki iddia edilen yüzlerce konudan sadece birkaç tanesini, gündeme geldiği için konuşuyoruz. Bütün meselenin bu olmadığı inşaat, gemicilik, ulaştırma gibi sektörler başta olmak üzere, reel ekonomiyi yakından takip edenlerin bildiği konular…
Fakat olay burada da bitmiyor. Asıl sorun, bu iddiaları kapatmaya çalışırken ortaya çıktı. Önce savcılarda değişim furyası yaşandı. Ardından emniyet müdürleri başta olmak üzere yüzlerce poliste…
Yetmedi; bakanlar da yerel seçimde adaylar falan denilerek görevden alındı. Hatta bir bakan çıkıp ‘Başbakan her şeyi biliyor’ dedi. Özellikle emniyetteki operasyonun ardı arkası kesilmedi. Elbette yargıdakinin de…
İki gün öncesine kadar ‘ben bu dosyanın savcısıyım’ diye ortada dolaşanlar, şantaj kasetlerini meydan meydan anlatanlar, şimdi kumpastan bahsetmeye başladılar. Oldu bir yanlışlık derken insanların senelerce esir tutuluşunu, basit bir olaymış gibi anlatmaya kalktılar.
Operasyon şimdi de Maliye Bakanlığı’na sıçradı… Bakanlık üst düzey yöneticileri birer birer görevden alınmaya başlandı. Genel müdürler, daire başkanları, aklınıza ne gelirse… Lakin Maliye Bakanı yerinde duruyor…
Kısa süre önce benzer bir durumu da TRT’de görmüştük. Ardından son olarak Milli Eğitim il müdürlerine sıçradı. Anlaşılan o ki tüm kurumlara sırayla girilecek ve insanlar iktidarın fişleme politikasının sonucu olarak olaylara dahli olsun olmasın kapının önüne konulacak. Bu apayrı bir tartışma konusu ama asıl tartışılması gereken noktayı herkes atlıyor.
Dershane tartışmalarının yaşandığı ilk günlerde Başbakan olayları dindirmek için ne demişti? “10 yıl boyunca ne istediyseniz verdik, ne talep ettiyseniz yerine getirdik.” Peki şimdi birinin Başbakan’a şunu sorması gerekmiyor mu?
Sen bu milletin karşısına çıkıp oy istedin mi? Millet de öyle ya da böyle oranı tartışmalı da olsa sana bir oy verdi mi? Oy oranının getirdiği güçle iktidar oldun mu? Meclis’i parmak sayısıyla şirketin gibi sorumsuzca kullandın mı? Torba torba yasaları çıkarttın mı?
Ama operasyonlar ile gelen temizlik gösteriyor ki, sen aldığın vekaleti devren dükkân misali başkalarına sunmuşsun. Şimdi soru şu: Ya bu operasyonlarda haksızlık yapıyorsun ya da bu milletin emanetini 10 yıl boyunca sağa sola devretmişsin. Hangisi?
siz bunlara samimi görev icabı bir yolsuzluk incelemesi, soruşturması derseniz balta girmemiş serengeti düzlüklerindeki yeni doğan misk öküzü yavruları bile gülerler bir yerleri ile.. olay başbakan ameliyata gireceği sırada cemaatle arası iyi olmayan hakan fidanın alınmaya çalışılması ile başladı, fidanı biliyorsunuz israil de sevmiyor, kimin tarafındayız farkında olalım..
yolsuzluk olur bulunur cezası kesilir ama el kesilir kol kesilir, kelle kesilmez bunlar kelleci kimin kellesi seçilmiş başbakanın, Türk halkı yermi yedi mi, seçim günü akşamı alırsınız cevabını.. :mrgreen: