Küresel düzeydeki geliÅŸmeler, ne finansal piyasaların ne de baÅŸka merkez bankaları olmak üzere düzenleyici kurumların ve siyasi iradelerin yakın geçmiÅŸte yaÅŸanan olumsuzluklardan yeterince ders alamadığına iÅŸaret ediyor. Durum böyle olunca çaresizliÄŸe teslim olunuyor, günü kurtarmak adına sorunların ağırlaÅŸmasına göz yumuluyor. Ä°nsanlığın barış içinde yaÅŸamasını mümkün kılan ve istikrarsızlık artışını engelleyen temel ilkeler ÅŸuursuzca tüketiliyor. Akıl tutulmasının etki alanı geniÅŸledikçe iÅŸlerin düzelmeye baÅŸladığı sanılıyor veya bu yönde kanaat oluÅŸması için çaba harcanıyor; etkili ve yetkili kesimler bindikleri dalı kesmek için birbirleri ile yarışıyor. Parasal geniÅŸleme ve yapay beklentiler yolu ile yapılanın manipülasyon olduÄŸu, serbest piyasa anlayışının etkin çalışma ÅŸansını ortadan kaldırdığı ve sistemik kırılganlığı artırdığı gerçeÄŸi inkar ediliyor. Ä°ÅŸin tuhafı bu durumun ekonomiyi etkilemesi hem isteniyor hem de istenmiyor!.. EÄŸer parasal geniÅŸleme ekonomideki eÄŸilimleri etkilemeye baÅŸlar ise baÅŸta petrol olmak üzere emtia fiyatları yükselerek enflasyon baskısını artıracak, ortalık karışacak; yok etkilemez ise sanki sorunları çözmenin ilacı imiÅŸ gibi bu kısırlığa devam edilecek; görüntü ile gerçekler birbirinden uzaklaÅŸmayı, gidebildiÄŸi yere kadar sürdürecek… Güven bunalımı ve riskten kaçınma eÄŸilimlerindeki giderek büyüyen gel-gitler arasında boÄŸulunmasını önlemek için hiçbir ÅŸey yapılmayacak!.. Sorunların ağırlaÅŸmasında etkili olan fakat bu olumsuzluÄŸun büyük bir karmaÅŸa arkasında gizlenmesine yardım eden küreselleÅŸme denilen kuralsızlık hiç tartışılmayacak!..
ABD Merkez Bankası 2014 yılına kadar faizleri yükseltmeyeceÄŸini açıklıyor ve parasal geniÅŸleme sinyali vererek piyasaları coÅŸturuyor. Söz konusu ocak ayı içinde tarım dışı istihdamın beklenenin üzerinde 243 bin kiÅŸi arttığı açıklanıyor. Bu aÅŸamada sormak gerekiyor söz konusu kurumu yönetenlerin bu durumdan haberi yok mu? EÄŸer haberi var ise parasal geniÅŸlemeye son vermek ve faizleri çok daha erken bir dönemde yükseltmek zorunda kalmaz mı? Elbette haberi var fakat öncelikle güven bunalımını aÅŸmaya ve riskten kaçınma eÄŸilimini terse çevirmeye çalışıyor, gerisini durum ciddileÅŸtiÄŸinde düşünecek ve bu nedenle itibar kaybetmeyi göze alacak…
Yine okurlarımız dikkat etti ise ABD’deki petrol fiyatlarında manipülasyon şüphesini artıracak ilginç geliÅŸmeler yaÅŸanıyor. Batı Teksas petrolü gerilerken brent yerinde sayıyor, aradaki farkın yeniden açılmaya baÅŸladığı gözleniyor. Bu durumda sormak gerekiyor tarım dışı istihdam ile petrol fiyatındaki eÄŸilim ekonomi konusunda neden farklı yönleri iÅŸaret ediyor, hem de OrtadoÄŸu siyaseten ısıtılır iken?
Euro Bölgesi ise gündem olmamak adına yeni söylemler üretmeye çalışmak dışında bir ÅŸey yapamıyor. Avrupa istikrar mekanizmasına dönüşecek olan kurtarma fonu 1 trilyon düzeyine çıkmalıymış; Avrupa Merkez Bankası IMF’ye kredi vermeliymiÅŸ; Euro Bölgesi bankaları desteklenmeli fakat tekrar bu duruma düşmemesi için riskli aktiflerinden kurtulmalıymış; bu açmazdan çıkmak için büyüme önemliymiÅŸ… Çok laf, çok çeliÅŸki var ama çözüm yok… Euro Bölgesi bankaları riskli varlıklardan kaçınacak ise AB nasıl büyüyecek? Kusura bakmasınlar büyüyemez, rekabet gücü kaybını terse çeviremezler: Ä°ki yıl içinde istikrar mekanizmasının kaynaklarını 2 trilyon euroya çıkarmamız gerekiyor demeye baÅŸlarlar ve sorunlar da iyice ağırlaÅŸmış Yunanistan durumuna düşmüş üye sayısı da artmaya devam eder… Kısa vadede gücünü kurtarmak için önce Avrupa Merkez Bankası’nın daha sonra Euro Bölgesi bankalarının daha fazla risk alması, normalleÅŸmenin mümkün olmayacağını bilerek bunları yapması gerekiyor; çok yönlü istikrarsızlık artışını kabullenmesi ve tepki vermemesi de lazım!..
Parasal geniÅŸlemenin sebebi durumundaki geliÅŸmiÅŸ ekonomilerin çaresizliÄŸi doÄŸal olarak geliÅŸmekte olanları da etkiliyor. Türkiye gibi dengesizlik rekorlarına abone olanlar, “Deliler Cenneti”nin cazibesine kapılarak sorunlarını ağırlaÅŸtırıyor, beklentilerin olumsuzlaÅŸmasını engellemeyi ve varlık deÄŸerlerini yükseltmeyi baÅŸarı sayıyorlar! Ocak ayı enflasyon rakamı yüzde 0.56 olmuÅŸ ve yıllık rakam yüzde 10.61’e yükselmiÅŸ(!) olsun, Türk Lirası deÄŸerleniyor söz konusu rakamda ikinci yarıyılda tek haneye iner diyerek kendimizi teselli ediyoruz! Bir önceki senede dış ticaret hacminin 379 milyar dolara ve açığın ise 106 milyar dolara çıkarken, enflasyonu geriletmek adına Türk Lirası’nı deÄŸerlendirmeye çalışmanın ne tür sıkıntılar yaratacağını düşünmüyoruz! Tehlike ile fırsatı karıştırıyor, görüş mesafesinin kısalmasını ve hareket yeteneÄŸinin daralmasını önleyemiyoruz. Yetkililerin çaresizliÄŸi ve finansal piyasaların kendinden baÅŸkasını düşünmeyen açgözlülüğü, çeliÅŸkilerin artması ve sorunların ağırlaÅŸmasında belirleyici oluyor. Likiditeyi görünce coÅŸan finansal piyasalar geleceÄŸimiz üzerindeki ipoteÄŸin büyümesinde baÅŸrol oyuncusu olacağını kesinleÅŸtiriyor.
Kredi deÄŸerlendirme ÅŸirketlerinden biri uyarıyor: Büyüme yüzde 4’lerin altına inerse kaldıramazsınız! Evet görünüyor büyüme 4’lerin altına düşer ise enflasyon gerilemezse veya cari açık küçülmez ise ortalık karışacak. Hiçbirinin gerçekleÅŸmemesi ise mümkün görünmüyor. 2000’li yıllarda olduÄŸu gibi çareyi kendimizden kaçmakta, olduÄŸumuzdan farklı görünmek adına rakamlarla oynamakta arıyoruz… Finansal piyasalardaki iyimserlik ekonomiye yansımaya baÅŸlasa da baÅŸlamasa da kırılganlık artıyor. Deliler cennetinin tadına bakanlar bu gerçeÄŸi göremiyor ve ancak o zaman rahat uyuyabiliyor!..