Çözüm Petrolde…
Küresel ekonomi süratle durgunluğa (resesyona) giderken, başta küreselleşen ülkelerin sözde özerk merkez bankaları, dünyayı durgunluktan ve gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerini de, borç bataklarından kurtarmak için çıkış yolları arıyorlar.
Arasınlar..
‘’Sora, sora Bağdat bulunurmuş!’’
Sanki böyle dönemleri hiç yaşamamışız gibi?
Yetmişli senelerde ve sonlarına doğru, petrol krizlerini ve fiyatlarında ki bir anda yükselişleri, ekonomik durgunluklara katkısını, çok çabuk unutuyoruz. O dönemlerde, İngiliz kraliçesi bile, sarayın bir odasında, elektrik sobasının başında görüntülenmiş, Hollandalı devlet yönetenleri, makam aracı yerine, bisiklet üzerinde görevlerine geliş, gidişleri boy, boy basında yer almıştı.
Ajda Pekkan’ın 1980 de, Avrupa televizyon müzik yarışmasında ‘’Aman petrol, canım petrol’’ isimli parçasını hatırladınız mı?
Bu o dönem de, ‘’küresel ekonomi sözcüğü’’ henüz ortada yokken ve çoğunluğu, fosil enerji varlıklarından yoksun, gelişmiş ve sanayileşmiş ülke olsalar da, ekonomik durgunluklara girmelerine neden olmuştu.
Gerek ülke içi olsun, gerekse küresel ekonomik uygulamalarda, bir çıkmazın içine düştüğünüz zaman, bir taraf, ederinden fazla kazanıp diğeri ise, daha fazla fiziksel ve fikirsel emek vermesine rağmen, ederi kadar kazanamayınca, toplumsal gerilimler artmaya, toplumsal ve evrensel barış tehlikeye girmeye başlıyor.
Böyle durumlarda, karşımıza genelde iki çözüm yolu çıkıyor. Ya, bu küresel durgunluktan çıkışı bulacağız ya da bir çatışmaya, kimilerine göre de, halen var olan ve başka bir görünümde yaşanan üçüncü dünya savaşı ile karşı karşıya geleceğiz.
Yetmişli yılların içinde, yaşanan bu kritik durum, petrol fiyatlarında ki bir düzenleme ile çözülmüştü. OPEC’in kurulmasına ön ayak olan, Suudi Arabistan petrol bakanı Şeyh Zeki Yamani, o dönemin en gözde isimlerindendi. Aynı zamanda, bu gerçeği çok iyi gören, bir devlet adamı olması, uzun süre, hem petrol üretenleri hem de tüketenleri, ekonomik ve karşılana bilir, makul gelir, gideler seviyesinde, bir uzlaşı içersinde tutarak, dünya ekonomisini çatışmaya sokmadan, tekrar canlandırabilmişti.
O dönemden bu yana, çok zaman geçti ama küresel durgunluk, gene geldi, kapımıza dayandı. Sorunun çözümü ise, hiç değişmedi. Zira başta, ABD, durgunluk ve ekonomik kilitlenme, hatta finansal yıkımdan çıkmak için, kurtuluşu dolar basmakta bulsa da, bu davranış, kendisine bir çözüm getirmediği gibi, bollaşan ve değer yitiren bu kıstas paranın, hammadde ve enerji fiyatlarına fütursuzca yükseliş yönünde yansıması, küresel anlamda ekonomik bir durgunluğun temelini atmış oldu.
Şu dönemde, doların kısmen Euro karşısında değer kazanması, tüm bu olumsuzluklara karşın, petrol fiyatlarında ise geri çekilmenin yaşanması, orta doğu ve mağrip ülkelerine, ABD ve AB gibi gelişmiş ülkelerinin, denetim düzeyinde etkinleşmeleri! İleriki dönemde, yer altı fosil ağırlıklı enerji fiyatlarında bir düşüş ve üretim artışı ile de destekli bir döneme girileceğini göstermektedir. Dünya ekonomisi de bu şekilde durgunluktan (resesyondan) çıkarılmış olacaktır.
‘’Şaşılacak gibi de görünse, ileride tüm bu olumsuzluklara rağmen, petrol fiyatları düşecektir! Satın alınamayacak derecede pahalı bir petrolün, satana da bir gelir getirmeyeceği ortadadır ve bu gerçeği en iyi petrol üreten ve başka gelir kaynağı olmayan ülkeler bilmektedir.’’
En güzel örnek ise, Suudi Arabistan ve İran’dır.
Her nedense? Arap baharı yaşanırken bu ülkelerde ki hazan mevsimi özelliklede ABD tarından görmezden geliniyor.
İşin en ilginç tarafı ise, sözde baş düşmanı ABD, kontrolündeki kuzey Irak’ta, İran’ın askeri operasyon yapmasına ses çıkarmamasıdır!
Ama NATO üyesi ve kadim dostu ve müttefiki, demokratik Türkiye, aynı bölgede, en ufak askeri bir harekat için bile, ABD onayı almak zorunda bırakılıyor.
Ne kadar ilginç değil mi?
Önümüzdeki dönemde, hem petrol fiyatları düşecek, hem de petrol üretimi artacaktır. Eğer bu yol seçilmediği taktirde, küresel ekonomi, silahlı bir dalgalanmanın sonunda durulabilecektir. Bertrand Russell’in bir şekilde ifade ettiği gibi, eğer gökdelenlerin yanında gecekondular oluşmuşsa, o toplum sosyal patlamanın eşiğine gelmiş ya da böyle bir olgu, küresel temelde oluşmaya yüz tutmuşsa, mutlaka küresel bir çatışma beklenmelidir.
Wall Street yürüyüşleri, bahar beklentilerinin, sadece gelişmekte ya da az gelişmiş ülkelere özgü olmadığının en güzel göstergelerinden, öncü sarsıntılarından biridir ve dikkate alınmalıdır.
Küresel ekonominin uzlaşı içinde sürdürülmesi isteniyorsa?
Salt ülke bazında geliÅŸmiÅŸlikleri ve milli gelir paylaşımları ile yetinilmeyip, küresel gelirlerle de, adil üleÅŸme yolları aranıp bulunmalıdır.         Â
Kazım Çiloğlu
Ficth tarafından italya ve ispanya nın notları düşürülmüştür.Eeeeeeeeeeeeeeee ne olacak diyorsunuz. yarın tüm paralarınızı imkb yatırın çünkü bir ülkenin notu düştüğünde tüm borsalar hep ertesi gün ralli üzerine ralli yapmaktadır.