Küresel ölçekte ve bizde yıl başından bu yana hızlanarak süren bir iyimserlik ve coşku hakimdi. Şimdilerde bu yerini ihtiyatlı bir yavaşlamaya bırakıyor gibi görünüyor. Bu noktaya kadar iyi sayılabilecek haberlerin en ufak kırıntısını dahi satın alan piyasalar birkaç gündür tereddütlü bir salınım içindeler. Ters yöne dönmemek için bir tür direnç gösteriyorlar sanki
Yeni bazı risk vehimlerinin ortaya atılmasının coşkunun kaybediliyor olmasına katkı yaptığını düşünüyorum. Gelişmelerde bir doz vehim kokusu alıyorum çünkü risk unsuru olarak ortaya atılan olguların ayrıntısı yeni bir risk korkusunu desteklemiyor. Yunan işinin de artık ahvali adiye hükmüne inmesinden sonra aktörlerin yeni bazı riskler üretip, bunların peşine takıldıkları gibi bir izlemimim var. Geçen yazımda da söylediğim gibi, piyasalar riski seviyorlar. Risk onları adrenalin artışı gibi etkiliyor. Son aylardaki coşku ikliminin ürettiği risk algısı azalması, bir tür adrenalin eksilmesi yaratıyordu. Şimdilerde bu eksikliğin telafi edilmesi için yeni risk vehimleri üretildiği gibi hınzır bir bir sezgim var.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Son birkaç günde üretilen yeni risk unsurlarına şöyle bir bakalım. Adeta Yunan riskinin yerine monte edilen petrol fiyatlarının zıplaması riski yeni risklerin başında geliyor. Son birkaç gündür Çin’de yıllık büyüme hızı öngörüsünün yüzde 8.5 dan yüzde 7.5 düzeyine indirilmesinin doÄŸuracağı düşünülen risk hemen petrol fiyatlarının arkasına takıldı.
Bu iki yeni risk bir araya gelince eski bir risk de adeta hortladı. Yeni yıla çöküş niteliÄŸinde bir yavaÅŸlama vehmi ile giren piyasalar arada geçen sürede böylesine vahim bir geliÅŸmenin söz konusu olmayacağını kestirmiÅŸ ve rahatlamıştı. Åžimdi petrol fiyatı artışı ve Çin’in hız kesmesinin getireceÄŸi düşünülen depresif baskının yeniden global bir yavaÅŸlamaya neden olacağı vehmi sardı ortalığı.
Benim sıralamama göre yeni risklerin dördüncü sırasında likidite kuruması korkusu olarak tanımlanabilecek bir vehim var. Bir süredir büyümeyi desteklemek, durgunluÄŸa karşı büyümeyi kışkırtmak amacıyla devam ettirilen geniÅŸlemeci politikaların, bol likidite düşük faiz yaklaşımının sonuna gelindiÄŸi düşüncesi bir tür likidite kuruması gibi bir risk algısı üretiyor. Burada aynı kapıya çıkan iki varyant var. Birisi Avrupa’da yeni bir LTRO yapılma olasılığının azaldığı, ABD’de de beklenen likidite gevÅŸemesinin (QE 3) geciktirileceÄŸi ÅŸeklindeki beklentilerinin ürettiÄŸi risk algısı. Ä°kinci varyantı ise süregelen kışkırtmacı politikaların iÅŸlevini yerine getirdiÄŸi, son iyimserlik coÅŸkusunun bunu gösterdiÄŸi, Merkez Bankalarının ek kışkırtmalara artık ihtiyaç duymayacağı, dolayısıyla likidite pompalanmasının sonuna gelindiÄŸi şeklindeki  deÄŸerlendirmeler oluÅŸturuyor. Bunun da likidite kuruması yaratacağından korkuluyor. İki varyanttan da beslenen olası bir likidite kuruması korkusu yeni bir risk algısı ürettiÄŸi gibi büyümede sert iniÅŸ korkusunun da hortlamasına önemli katkı saÄŸlıyor.
Kendi adıma bugünün yeni risk unsurları olarak gündeme taşınan bu gelişmelerin gerçekleşme ve hasar verme olasılığının düşük olduğunu düşünüyorum. Örneğin, temelde politik gerilimin ürünü olan son petrol fiyatı artışının gerilimin yavaşlatılmasıyla birlikte duraklamış olması böyle bir izlenimi haklı kılıyor.
ÖrneÄŸin, Çin’deki büyüme hızının yavaÅŸlıyor olmasının yeni bir risk üretmekten çok küresel dengelenmeler açısından olumlu bir geliÅŸme olarak deÄŸerlendirilmesinin doÄŸru olacağını düşünüyorum. Öte yandan, son veriler küresel ölçekte sert bir iniÅŸ olasılığının büyük ölçüde ortadan kaldırıldığını gösteriyor. YavaÅŸlama korkusunu hortlatmanın bir manası olmadığı anlamına geliyor bu.
Nihayet, Bernake’nin ısrarlı tavrı ve Avrupa Merkez Bankasının yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸinden sonra benimsediÄŸi yaklaşım büyük Merkez Bankalarının korkulduÄŸu gibi bir likidite kurumasına izin vermeyeceklerini düşündürüyor. Buradan da yeni bir risk algısı üretmenin manası yok anlayacağınız.
Piyasaların kendilerine hareket alanı yaratmak için yeni risk senaryoları üretmesi anlaşılabilir bir şey. Fazla abartmamak kaydıyla tabii.