Geçen haftaya Cizre’deki olaylar damgasını vurdu. Devletin buradaki operasyonu, sokağa çıkma yasağı ilan etmesi ve teröristlerle olan mücadelesi bize anlatıldı.
Öncelikle şunun altını çizmek gerekiyor ki, oradaki vatandaşın huzuru için, terörle mücadele adına bunun yapılması gerekiyorsa; yapılmalı… Son derece şeffaf bir biçimde olmak kaydıyla, teröristle sonuna kadar her yerde ve her koşulda mücadele edilmeli.
Bu tartışma götürmez bir gerçek; zaten ülkede kimsenin buna itiraz edeceğini de sanmıyorum. Daha önce masaya oturmaya kalkılması hataydı. Olayın askeri boyutu uzmanların işi, ben sonrasıyla ilgileniyorum. Yani teröristle, vatandaşı ayırma kısmıyla…
8 gün aradan sonra Cizre’deki sokağa çıkma yasağı kalktı ve yaşananların izlerinin belirgin bir şekilde görüldüğü fotoğraflar da yayınlandı. Belli ki Cizre, yaşananların doğal sonucu olarak çok hırpalanmış.
Peki, teröristle mücadele edildi ve sonra… İşte bu sonrası tam da devlet olduğunu gösterme zamanı… Binalar hasar görmüş, esnafın dükkânları darmadağın olmuş, duvarlar yerle bir hale gelmiş, Cizre delik deşik… Devlet teröristle mücadelesini yaptı ama asıl şimdi ‘buradayım’ demesi gereken zaman.
Oradaki insanların bütün sıkıntıları, zararları karşılanmalı. Cizre tekrar eski görüntüsüne kavuşturulup, insanlara psikolojik destek verilip, oradaki vatandaşa şu anlatılmalı: “Teröristle mücadele etmem gerekiyordu, geçici olarak zarar görmemeniz için sokağa çıkma yasağı ilan ettim. Cizre’yi temizledim, şimdi bütün zararlarınızı karşılayıp, size burayı tekrar yaşanır hale getiriyorum.”
Eğer bu yapılırsa Cizre’deki vatandaşımın ve onun üzerinden Edirne’den Hakkari’ye kadar herkesin gönlünde taht kurulacaktır. İyi niyetli ile kötü niyetli ayrılacaktır. Herkes sadece askeriyle, polisiyle değil, devletiyle de gurur duyacaktır.
Yetmedi sonrasında Cizre’nin geliştirilmesi için özel projeler uygulanmalı. En azından işe buradan başlanmalı. Kırmızı Medrese’si, Nuh Tufanı efsanesi ve birçok değeriyle tarihi ve turistik özellikleriyle öne çıkan Cizre’de turizm atağına geçilmeli. Buna yönelik personel yetiştirilmeli.
Projelerin kapsamı, Cizre’nin özelliklerine göre geliştirilebilir. Tam güvenli bir ortam sağlanıp, buranın nasıl kalkındırılacağı pilot nokta olarak anlatılmalı, gösterilmeli. İşte o zaman uyuşturucu baronlarının maşası haline gelen bu teröristi yenersiniz.
Cizre’de yaşananlar, doğru projelendirilirse Türkiye’nin terörle mücadelesinde mihenk taşı olabilir. Bu yaklaşımı ortaya koymazsanız dün Cizre, yarın başka bir yer… Sineklerle mücadele edin, ama daha önemlisi bataklığı kurutun.
Ama bunu şu veya buna pozitif ayrımcılık olarak değil, aklınızda tilkiler dolaşmadan, sadece ‘vatandaşına sahip çıkma’ duygusuyla yapın. Sonucun son derece olumlu olduğunu hep birlikte göreceğiz.