“Koyuversinler gitsin; ECB bassın parayı, tüm vadesi gelen borcu -hangi ülkenin olursa olsun- ödesin.”
İspanya Başbakanı Mariona Rajoy, Avrupa Merkez Bankası’nı (ECB) göreve çağırmış. Görev şu: Borçlanma maliyetleri diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek olan ülkelerin borçlanma maliyetlerini düşürmek üzere, ECB’nin bu ülkelerin tahvillerinden satın almasını istemiş. Yani ECB para basacak ve bu tahvilleri alacak.
Bu ‘iÅŸin’ hiç bu kadar çivisi çıkmamıştı. Hayal etmekte bir sakınca yok. Düşünün bir… Neden yüksek kamu borcu yükü taşıyan ülkeler bu borçlarını ‘döndürmeye’ çalışıyorlar? Yani vadesi gelen borcu, bir miktar bütçelerini sıkarak yaratacakları ek fonlarla, bir miktar da yeniden borçlanarak ödemeye uÄŸraşıyorlar? Koyuversinler gitsin; ECB bassın parayı, tüm vadesi gelen borcu -hangi ülkenin olursa olsun- ödesin. Ä°spanya BaÅŸbakanı’nın söylediklerini uç noktaya götürürseniz ki bazı önermelerin ne denli saÄŸlıklı olduklarını anlamak için yararlı olur böyle uçlarda dolaÅŸmak, iÅŸin garabeti ortaya çıkıyor.
Yok, adama da fazla yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta deli gibi akan nehrin karşı kıyısına ulaÅŸmak istiyor. Yunanistan’ı bir tarafa bırakırsanız, Avrupa’nın diÄŸer sorunlu ülkelerinin çabaladıklarını kabul etmemek için yeminli muhalif olmak gerekiyor. Çabaların en başında da iktidardan düşmek pahasına maliye politikasını sıkılaÅŸtırmak geliyor. Ama bir türlü ekonomilerini büyütemedikleri için mevcut maliye politikasının sürdürülebilir olduÄŸuna piyasaları ikna edemiyorlar. Edemeyince de borçlanma için yüksek bir maliyet ödemek zorunda kalıyorlar…
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.