Herkes seçimlere ve mitinglere kilitlenmiş, bu gündemle meşgulken yaşanan gelişmeler hoş sinyaller vermiyor. Ekonomi yönetimi her sorun karşısında ‘saymam ya da bana ne’ oynarken, biriken sorunlar, seçim öncesi tek tek karşımıza çıkacak.
Yaşananlar öyle bir hal aldı ki, seçimlerde oy kaybedeceği korkusuyla, ekonomi yönetimi ve genel anlamda iktidar sürekli bir reddediş ve hamaset içinde. Örneğin dolar, TL karşısında değer kazanıyor; bakanlarımızdan biri çıkıp bunu kabul etmediğini söylüyor. Sonra tavizler veriliyor, dolar gevşiyor, ama verilen tavizlerin sonuçları da, yüksek kurdan dolar satanlar da konuşulmuyor.
Mesela doların düşmesi için verilen faiz tavizi, önümüzdeki süreçte bir kaç konuda karşımıza çıkacak. Enflasyon, krediye ulaşmada zorluk, borç ödemelerinde problem, piyasada paranın daralmasıyla gelen büyüyen ödeme sıkıntısı ve kaçınılmaz olarak işsizlik. Tüm bunların getirisi olan ve çarpan etkisiyle daha çok hissedeceğimiz hayat pahalılığı da cabası.
Yine bankaların düşen notları… Kabinenin bir bakanı bunu haksızlık olarak nitelendiriyor. Arka arkaya rakamları sıraladıktan sonra, kamunun borcunun az olduÄŸuna dikkat çekiyor. Ama demek ki, yurtdışındaki kuruluÅŸlar ortadaki borcu Türkiye’nin sayıyorlar ve bu parayı vereni de riskli buluyorlar.
Bir diğer bakan söylenenin kendileri için anlamı olmadığını açıklıyor. Fakat onlar için anlamı olmayan bu gelişme, borçlu vatandaş için çok büyük bir anlam taşıyor. Muhtemelen hesapsızca yapılan ve karşılığında elde edilen katma değer sorgulanmayan KGF’lerden konut kredileri için gelecek baskılar göz önüne alınarak verilmiş bir karar.
Lakin bir diğer yetkili de bunun zamanlamasının manidar olduğunu açıklıyor. Onlar bunları söyleye dursun, vatandaşı bir tarafta borcu borçla çevirme denizinin bitmesi, diğer tarafta konut kredilerinden işletme teşviklerine kadar her şeyin daha çok ‘sor alma’ haline dönüşeceğini anlatıyor.
Bu iki faktör sonuçta reel sektörün döviz ihtiyacını değiştirmeyeceğinden, önümüzdeki süreçte tekrar gündeme gelecek olan dolardaki yükselmeyle vatandaşın önüne yeni bir maliyet daha koyuyor.
Bitti mi? Hayır… Seçim sathındayız ve tüm açıklamaların aksine bütçedeki açığın büyüdüğü aÅŸikar. Bu durumda seçim sonrasında bizi yine zam furyası, düşen alım gücü, büyüyen geçim sıkıntısı ve borç ödemelerimizde problem bekliyor.
Elbette tüm bu geliÅŸmeler ışığında halen ÅŸanslı iseniz ve bir iÅŸiniz var ise… Ä°ÅŸsiz kaldıysanız zaten ÅŸansınız kalmıyor. Fakat hali hazırda bir iÅŸiniz ve alabildiÄŸiniz maaşınız varsa, sakın ekonomi kurmaylarının söylemlerine inanıp, gereksiz tüketim yapmayın. Borçlanmayın ve hatta mümkünse borç kapatın.
Döviz borcunuz var ve kapatamıyorsanız, bunu TL’ye çevirmenin yollarınızı arayın. Seçim zamanı tüm siyasiler sizi düşünüyor; ama unutmayın seçimden sonra yalnızsınız. Ve bizi koskoca bir maliyetle, zamlar, faturalar ve ödenmesi gereken borçlar bekliyor.