Başlığı görünce eminim birçoğunuz aklına Kemal Sunal’ın filmi gelmiştir. Hani mahallede çocukların oyun oynadığı araziye müteahhit ev yapmak ister. Müteahhidin kızı Kemal Sunal’a aşık olur ve tüm bu hikaye ‘talih kuşu’ adındaki filmle özdeşleştirilir.
1989 yılı yapımı bu film aslında bir toplumdaki bozulan değerleri anlatıyordu. Yıl 2018, hayatımızda ne yazık ki çok şey değişmedi. Türkiye’nin en köklü basın yayın organlarından birinde, Hürriyet Gazetesi’ndeki bir haber bize bunu doğruluyor.
Habere göre TekirdaÄŸ, Ä°stanbul, Kocaeli ve Sakarya’ya talih kuÅŸu kondu. Neden? Kuzey Marmara Otoyolu’nun güzergahında kalan bu iller amiyane tabirle yırttılar. Yol geçiyor diye mi? Hayır. Yol geçince artan konut fiyatları nedeniyle…
Türkiye’nin en çok dış borca sahip sektörüyle ilgili yaklaşım bir tarafa, 1989’dan beri deÄŸiÅŸmeyen talih kuÅŸu algısı öte tarafa… Yani bir yerde konut fiyatları artınca zengin oluyoruz. Neden? Çünkü kısa yoldan köşeyi dönme olanağı çıktı.
Bu otoyol gerçekten oradan mı geçecek, yoksa spekülasyon mu var bilemiyorum. Ama otoyolların bile ekonomi yaratmak için yapıldığından bihaber bu yaklaşım, halen köşe dönücülüğü bir topluma şans olarak sunuyorsa, asıl ciddi sıkıntı burada demektir.
O illere müthiş bir teknoloji yatırımı gelebilirdi. Bir sanayi kuruluşu, eşi benzeri görülmemiş bir fabrikayla hem ekonomisine katkı sağlayabilir, hem de istihdama destek verebilirdi. Yerinde tarım uygulamalarıyla, ki hemen hemen hepsi verimli topraklara sahip, daha ucuza, kaliteli gıda ihtiyacını karşılayacak bir atılım olabilirdi.
Fakat bunların hiç biri toplumu da, medyayı da ilgilendirmiyor. Teknoloji haberlerinin bile cep telefonlarının ya da otomobillerin yeni versiyonları üzerinden yapıldığı, ama içindeki teknolojinin, yazılımın asla mercek altına alınmadığı bir ülkede gelişmeden, refahtan, artan kişi başına gelirden bahsedilebilir mi?
Dünya ekonomisi içerisinde rekabetçi bir üretim yakalanarak, ülkenin cari açık sorununu ortadan kaldıracak bir marka ürün yaratmaktan bahsedilebilir mi? Elbette bahsedilemez.
Eğer bir toplumda kısa yoldan para kazanmak, rantiye olmak, inşaat sektörüne paralel öne çıkarılıyorsa, ama bilgi ekonomisine geçilen çağda, 5G ile gelecek değişimden ya da yapay zeka uygulamalarının emek yoğun sektörlere sahip Türkiye’yi nasıl etkileyeceğinden söz edilmiyorsa, oradan zenginlik çıkmaz.
Emek sarf etmeden, en kısa sürede parayı bulma zihniyetine sahip olan toplumlar da, ülkelerinde devlet bütçelerinin nasıl kötü kullanıldığıyla, yatırımların 10 katı maliyetlerle önüne getirilmesiyle, arka arkaya gelen zamlarla neden belinin büküldüğü sorusunun yanıtıyla ilgilenmez. Sadece yakınır…
Talih kuşunuz sizin olsun. Çünkü o kuşun bir gün yuvanıza ne yapacağı belli. Avantacı toplumun, köşe dönücü bireyleri olarak daha çok borç para arar, borç aldığımız adamların mallarını överek tüketmeye devam ederiz.