Dolar / TL kuru 11 ayın zirvesini gördü. Esasen düz mantıkla baktığınızda dolardaki yükseliş eğiliminde şaşıracak bir şey yok. Fakat ısrarlı çıkış, herkesin yüreğini ağzına getiriyor.
Normal şartlar altında Türkiye’nin kırılganlıkları, FED’in aralık ayında faiz arttırma ihtimalinin güçlü olması, jeopolitik sıkıntılarımız, kısa vadeli yükümlülüklerimiz, azalan kazancımız, artan cari açık gibi giderlerimiz başta olmak üzere hepsini alt alta koyduğumuzda zaten doların çok alt seviyelere inmesi mümkün değil; hatta artması da normal.
Fakat bugünlerde dünyadaki gelişmelerin üzerine, ekonomi yönetimimizin tekrar faiz konusundaki ‘yapmayan, konuşan’ tavrı ayrıca sıkıntı yaratıyor.
JP Morgan’ın kırılganlıklarımızın altını çizerek ‘çık ya da azalt’ tavsiyesinde bulunduğu, NATO üzerinden haklı da olsak gerilimin arttığı, ABD’de Zarraf davasının keskinleştiği, 22 Kasım’da Suriye Zirvesi’nin yapılacağı ortamda, dünyadaki finansal gerginliği de dikkate alırsanız, doların yükselmesi normal.
Eminim ki Noel ile birlikte bir miktar gevşeme yaşanacak ve bazı finans kurtları da bunu yeni kurbanlar bulmak için kullanacaktır. Fakat faiz tartışmasını bugün alevlendirmenin sırası mı?
Faiz, yükselen dolara karşı işe yaramayacak da olsa bugün itibariyle tek silahımız. Faizleri düşürmekten ya da yükseltmekten bahsetmiyorum, caydırıcı rolüne dikkat çekiyorum.
Bugün Cumhurbaşkanı başta olmak üzere ekonomi yönetiminin bu tartışmayı alevlendirmesi sadece kendi kalesine gol atmak anlamına geliyor. Yapacağınız bir şey varsa, zaten yapar olumlu ya da olumsuz sonuçlarını görürsünüz.
Ama işin muhabbetini yapmak, sanılandan daha fazla zarar getiriyor. Bugün itibariyle ortaya koyduğumuz tavrı şu cümleyle özetlemek mümkün. Cebimde dolar olmadığını cümle alem biliyor. Gerekirse faiz silahını çekerim ama onu da başıma dayar intihar ederim.
Şirketlerin borçlanması ile ilgili kriterleri ulu orta ortaya atıp, dolar borçlusu reel sektörün ödeme problemi yaşayacağının izlenimi güçlendirmek, faizi düşürme eğilimine girip, doları patlatacağı tavrını sergilemek ne kadar akılcı sorarım size.
Daha kötüsü bunların bir plan ve program dahilinde yapıldığı konusunda da şüphelerim var. Zaten ortadaki endişeleri Mehmet Şimşek açıkça satır aralarında veriyor. Günlük, rast gele, sadece cevap vermek için yapılan konuşmalar, doların üzerine benzin dökmekten başka bir işe yaramıyor.
Bazen sadece doğruları söylemek yetmez. Doğruyu doğru zamanda ve yerde dile getirmezseniz, dönüp sizi vuran bir silah haline dönüşür. Susun da dolar ekstradan değer kazanmasın. Elbette istediğiniz bu değilse.
valla hocam çok haklısın.doların patlamasını cumhurbaşkanı yaptı.hergün paniğe kapılmış acemi gibi biri gibi sürekli ortamı gere gere doları patlattı.sonra hükümetin diğer üyeleri.binali yıldırım da tüm yetkiler olsa bu dolar 3 TL olurdu kesinlikle.