Türkiye’de vergi ödeme ile ilgili büyük sorun yaşayan kesimlerin başında esnaf geliyor. Nitekim tahakkuk/tahsilât oranları alarm verip; Maliye para toplama sorunu yaşayınca vergiye geleneksel olarak yapılandırma geldi.
Siyasetçilerin af, esnafın yapılandırma dediği bu girişim, çarpık vergi düzeninin ve kayıtdışını engelleyemeyen, ama kümestekilerden biraz daha para toplamayı amaç edinen Maliye için kaçınılmaz bir sondu. Zira sıkıştıkça para toplayan, ama ödenebilir vergi dilimleri oluşturmayı akıl edemeyen bir siyasete sahibiz. Dün de böyleydi; bugün de böyle…
Bugüne kadarki başvurularda herkesin ikinci taksitten sonra nefesinin kesilmesini sorgulamayan, iki kerelik para toplamaya razı olan, kalanı da seçim meydanlarında af olarak kullanan siyaset bir türlü gerekli dersi alamadı.
Her şeye rağmen son yapılandırmayla birlikte umutlar yeşerdi. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu insanlar namuslu tacir. Çünkü kaçak iş yapmak yerine, vergisini beyan ediyor; tahakkuk çıkartıyor; ama ödeme güçlü nedeniyle ödeyemiyor. Yani Maliye kasasının hırsızı değil, borçluları…
Gelelim son yapılandırmaya ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarına… Bakan Ağbal, 2 milyon esnafın yapılandırmaya başvurduğunu ve 11 milyar TL’lik yapılandırma yaptığını söyledi. Hatta sonra ‘böyle demedim’ olmasın. İfadeyi ve rakamları bire bir aktaralım:
“Bugün itibarıyla 1 milyon 958 bin 425 esnafımız, vatandaşımız müracaat etmiş. Başvurular gayet güzel gidiyor. Bugüne kadar 11 milyar liralık alacağı yeniden yapılandırmışız.”
Şimdi diyeceksiniz ki ‘ne var bunda; ne güzel çok sayıda esnaf başvurmuş’ değil mi? Ne yazık ki öyle değil. İfade yuvarlak olsaydı ve gelişigüzel kullanılsaydı; zaten bu yazıyı yazma ihtiyacı duymazdım. İş net ve küsuratlı rakam verince değişti.
Yani ‘yaklaşık 2 milyon mükellef’ gibi bir ifade olsa dikkatimi çekmeyecekti. Ama Bakan ‘1 milyon 985 bin 245’ dedi. Çünkü (TESK) Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun Mayıs 2016 tarihli açıklamasına göre, son 11 yılda 1,5 milyon esnaf kepek kapattı.
Yine TESK’in 31 Ağustos 2016 tarihli resmi açıklamasına göre Türkiye’deki esnaf sayısı 1 milyon 661 bin 284. İş yeri sayısı da 1 milyon 788 bin 373. Yani Bakan’ın söylediği kadar ortada esnaf yok.
Bakan esnaf sayısını mı bilmiyor; rakam mı şişiriyor; yoksa esnafa rakip olan çiçeği burnunda Suriyeli esnaf da mı yapılandırmaya dahil oldu? Bu arada onların birçoğu vergiden muaftı değil mi? Şimdi soru şu: Bakan bu esnaf sayısını nereden buldu? Hadi fıkra gibi bir olayla ile bitirelim:
“1960’lı yıllar… Anadolu’daki şehirlerden birinde akıl hastanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar; şehrin cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır.
Mülki makamlar panikler, Başhekim’e koşup; “Doktor bey ne yapalım” diye sorarlar. O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastanenin başhekimidir.
Mutemet Bey; “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der. Doktor önde birkaç personeli arkasında kara trencilik oynayarak bütün şehri “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar. Başhekim’in tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif, yani başhekim Mutemet Bey yönünü hastaneye çevirince tüm kaçan deliler hastaneye geri dönmüş olurlar.
Sorun çözüldüğü için hem mülki makamlar ve doktorlar, hem de trencilik oynayıp hastaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur. Olayın en enteresan yanı akşam sayımında ortaya çıkar. Çünkü hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.”