Türkiye ekonomisinin durumuna ilişkin farklı tartışmalar yapılırken, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun altını çizdiği bir konu kritik yere oturdu. Kocaeli’di sigorta acenteleriyle bir araya gelen TOBB Başkanı, sektörün önemini ortaya koyarken, farkında olmadan Türkiye’nin durumuna ilişkin de bir tespit yaptı.
Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, sigorta sektörüne atıfta bulunarak “Sigorta olmadan ekonominin büyüyebilme şansı yok” dedi. Toplantı özelinde sektör mensuplarının gönlünü okşasa da, aslında bu mesele zannedildiğinden daha önemli.
Hatta sigorta sektörünüzün dünya sistemine bağlı da olsa yerlilik oranını da ayrıca tartışmanız gerekir. Cumhuriyet’in ilk kurulduğu ve ekonomide hamle yaptığı yıllarda, Anadolu Sigorta’nın kuruluş öyküsüne dikkatle bakmak lazım.
Bu Türk Milleti’nin vatandaşı ve esnafıyla kimseye muhtaç olmadan ve sıkıntılarını yok olmadan aşarak çözebilmesinin kritik bir anahtar hamlesi. Bugün kentsel dönüşüm meselesinde ve yapı denetim uygulamalarında istenmeyen sonuçları alıyorsak, bunda sigorta sisteminin meseleye dahil edilememesinin de rolü büyüktür.
Yapı denetim ile ilgili düzenlemenin yapıldığı o yılları hatırlıyorum. Yapı denetim firması ve müteahhit ilişkisinin, yapılan işin sigorta sektörü tarafından güvence altına alınması istendi. O süreçte TİMSE Başkanı Nazım Aygün’ün de üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu vardı.
Yapı denetim şirketlerini sigorta firmaları belirlesin. Denetim firması ile müteahhit arasında alacak vcrecek davası olmasın. Bu aynı zamanda doğru bir yapı denetiminin hayata geçmesi bakımından da kritikti. Çünkü sigortayı yapacak şirket, doğru denetimin takibini yapacaktı.
Fakat Türk işi olarak sigorta şirketlerine sadece güvence vermesi tavsiye edildi. Elbette deneticisini seçemediği sistemin içine sigorta sektörü dahil olmak istemedi. Nitekim gelinen noktada yapı denetim fiyaskosu da, ortadaki şaibeli işlem iddiaları da ne kadar haklı olduğunun kanıtı.
Bu örnekten yola çıkarsak, sigortanın gerçekten bir ülkenin reel sektör kalkınmasında ne kadar kritik bir önemi sahip olduğunu da görürüz. Tekrar TOBB Başkanı’nın ifadesine dönersek, başka bir resmi de bu sözden yola çıkarak okumamız gerekiyor.
Türkiye’nin ülke risk primi ne durumda? 2018 Şubat ayı itibariyle 172… Güney Afrika’nın bile 140’larda gezindiğini düşünürseniz ülkemizin riski hakkında da fikir sahibi olabilirsiniz. Eğer bir ülkenin risk puanı yüksekse, o ülkeye ne finansman gelir ne de sigorta sektörü uygun maliyetlerle sistemi çalıştırabilir.
Şüphesiz bizim yapımıza özel, sektör adına riskler de şirketler yabancı olduğundan ağırlıklı olarak acentelerin sırtına yıkılıyor ve bir sorunlar yumağı haline dönüşüyor. Sonuç itibariyle sigorta ülke büyümesinin kaçınılmaz bir başlığıysa, ilk tartışmanız gereken buradaki sorunlar değil, ülkenizin riskli sınıftan çıkmasını sağlamaktır.
Tartıştığınız konu bu değilse, gerisi sadece lafı güzaf…