Günümüzün en popüler konularının başında Çiftlik Bank olayı geliyor. Göz göre göre yaşanan bir dolandırıcılık olduğu gözüküyor. Eskiden Sülün Osman vardı ve bir taneydi, namı da ülke geneline yayılmıştı. Her dönemde böyle münferit olaylar olabilir.
Fakat ipliği çektikçe arkadan gelenler olayın öyle adi ve tesadüfi bir dolandırıcılık vakası olma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Şimdi önümüzde yenileri var. Bakanlığı yaptığı açıklamaya göre benzer yapıda 65 saadet zinciri daha var ve inceleniyor.
O zaman da şu soruyu ortaya koymak gerekiyor: Bu yapılanma böylesine ciddi bir zincir oluştururken ekonomi yönetimi neredeydi? Ortadaki vaka daha önce inşaat kooperatifleri, bankerler ya da sahte holdingler olarak yaşandı. Demek ki ya kamu denetiminde ciddi bir zafiyet söz konusu veya bunlara bilerek göz yumuldu.
Araştırmanın kapsamının bu yönde de ilerletilmesi gerekiyor. Organize bir dolandırıcılık sistemi var mı? Bunların hepsi tek başına mı, yoksa belli bir merkezden emir alarak mı bu dolandırıcılığı gerçekleştirdiler?
Fakat meselenin özüne dönersek, konu daha ciddi. Geçtiğimiz günlerde bir yazımda size bunlardan daha büyük bir tehlikenin kapıda olduğunu belirtmiştim. O da önlem alındı zannedilen foreks piyasası…
Halen hülle yollu bir vurgun buradan yürütülüyor. Bir şekilde sisteme dahil olanlar, kendi hatalarından çok, sistemik ve kitabına uydurulmuş bahanelerle servet sıfırlaması yaşıyorlar. Mesela internet kesiliyor, yatırımcı işlem yapamıyor ve bankanın kayıtlarında da daha sonra tesadüf o ki, bulunmakta zorluk çekiliyor.
Hoş bulunsa da bir şey fark etmez. Çünkü öylesine büyük bir güç haline gelmişler ki, burada yaşananları şikâyet edilse bile hiçbir medya kuruluşu gündeme getiremiyor. Örneğin bana gelen bir vaka var.
Ayrıntılarına girmek yerine çarpıcı başlıklarını paylaşayım. Örnek vaka Türkiye’nin en büyük holdinglerine bağlı bir finans şirketinde yaşanıyor. İşlem kapatılarak internet kesintisi bahanesiyle, hesaba müdahale engelleniyor ve sıfırlanmasına neden olunuyor. İşin garip tarafı hem sorumluluk üstlenilmiyor, hem de ses kayıtlarında yaptıkları hatayı itiraf ediyorlar.
Yetmedi, mesela başkasının üzerine foreks piyasasında işlem yapılmasına göz yumuluyor. Bunun başlı başına SPK’lık bir konu olduğu açık. Peki işlem yapılıyor mu? SPK kayıtlarına şöyle bir göz atsın. Bendeki bilgiye göre bu şirket için uyarı dahi verilmiyor.
Olayı büyütelim. Bu adı geçen şirket uluslararası bir denetim firmasından odit hizmeti alıyor. Fakat firma yaptığı anlaşmada, olası hatalara göz yumabileceğini itiraf edebiliyor. Bana ulaşan mağdur, konuyu firmanın yurtdışındaki genel merkezine de yazdı. Acaba bir yanıt gelecek mi, merak içindeyim.
Peki bu firma tek mi? 20 şirket hakkında müşteri şikayetleri listesi var. Bunlarla ilgili gerçek bir denetim yapılıyor mu; yetkililerin bu konuya da açıklık getirmesi gerekiyor. Lakin şu bir gerçek ki, herkes üç maymunu oynuyor. Neden? Söz konusu şirket büyük bir reklamverenin iştiraki kuruluşlardan.
Bu konuyu önümüzdeki günlerde farklı boyutlarıyla zaman zaman yazacağım. Şimdilik yetkililere ve muhtemelen kendisini bu yazıdan tanıyan firmaya bir mesaj olsun. Yetkililerin de konuya daha ciddi yaklaşmasını umuyorum.
Hepsini alt alta koyarsak, tüm alınan tedbirlere karşılık foreks piyasasında halen saatli bir bombanın beklediğinin uyarısının altını çiziyorum. Yani sorun sadece Çiftlik Bank değil. Kimin gücü kime yeter oynuyorsak, orada zaten bir ekonomiden söz edilemez. Fakat bu göz yumma sendromunun faturası ekonomiye ağır çıkar. Benden söylemesi…