Seçim sonrası ne olacak? Aslında herkes tartışmaları ve açıklamaları dinlerken için için bunu düşünüyor; kendi arasında bunu konuşuyor. Zira herkes durumun parlak olmadığını görüyor. Hatta başarı (!) nidaları atan iktidarın Maliye Bakanı bile kemer sıkmaktan bahsediyor.
Demek ki durum hiç de anlatıldığı gibi değil. Bu durumda ya zaten tüm vidalar atmış, ekonomi dikiş tutmuyor ya da seçim zamanı ipin ucunu kaçırdılar telafi edilemez noktayı konuşuyorlar demektir.
Sokaktaki insan dolardan işsizliğe, enflasyondan geçim derdine kadar sıkıntıyı bire bir yaşıyor. Bu nedenle seçim öncesinde bir şeyler söylemek gerekiyor. Bu gerçekten yola çıkarak Maliye Bakanı Naci Ağbal, seçim sonrasında kemer sıkma politikasının uygulanacağını söyledi.
Elbette seçime giden bir iktidarın yapacağı gibi, faturayı halkın değil, kamunun ödeyeceğini anlatmaya çalıştı. Öncelikle inanın bunun gerçekle bağdaşan hiçbir yanı yok. Çünkü tercümesini hemen devam eden vurguda anlıyorsunuz.
Maliye Bakanı, kamunun kemer sıkacağını ama üretim ve yatırımdan da vazgeçeceği anlamının çıkmaması gerektiğini belirtiyor. Elde ne var ne yoksa satan, son olarak da şeker fabrikalarıyla icraatlarını taçlandıran (!) iktidar mensuplarına sormak lazım:
Devlet hangi alanda üretim yapıyor? Ä°ÅŸin ortağı olduÄŸu inÅŸaat sektörünün dışında kamunun yaptığı herhangi bir üretim yok ki… Yatırıma gelince… Yeni fabrikalar dizisi mi bizi bekliyor? Hayır…
Yatırımdan da kast ettikleri çılgınlığın sınırını aşmış, hiçbir ekonomik geçerliliği olmayan, bu nedenle de müşteri garantisi vererek yapılan yol, köprü ve benzeri işler. Bunların faturasının da yıl yıl karşımıza çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Yani Bakan diyor ki, biz inşaatlaşmayı da çok tartışılan çılgınlıkları da yapmaya devam edeceğiz. Oysa aynı kabinenin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 2002 – 2017 yılları arasında elde edilen katma değer oranlarını açıklarken, inşaat sektörünün yok hükmünde olduğunun altını çiziyor. Yani para kazanamadığımız, ama birilerinin çok güzel kazançlar elde ederek, alınan borçları milyarlarca dolar olarak toprağa gömmesine izin vereceklerini söylüyorlar.
Türkiye’nin cari açık, döviz pozisyon açığı, yılda bulması gereken 200 milyar dolar türünden gerçeklerine baktığınızda, bunun da dış ticaret dengesizliğiyle işin içinden çıkılmaz noktada kalmaya devam ettiğini gördüğünüzde de, kamunun kemer sıkacağı bir yer kalmıyor.
Korumalarından, uçaklarından, lüks otomobillerinden mi vazgeçecekler? Hiç ümitlenmeyin. Tüm bu açmazın faturası bize çıkacak. Ama direkt yoldan, ama yapılan adı proje olan aslında hiçbir fizibilite kuralına uymayan iÅŸlerle dolaylı yoldan…
Bununla birlikte iğneden ipliğe gelecek zamlar, dolaylı vergilere yüklenmeye devam edileceği gerçeği, seçim sonrasına bırakılan petrol fiyatındaki artış oranları gibi bir dizi yeni salmalarla karşımıza çıkacaklar.
Bunu da direkt toplayamayacakları için, dolaylı vergiye yüklenirken, sigorta primlerinden vergilere kadar yeni bir af fırtınasına ülkeyi sokacaklar. Sözün özü şu: İktidarın niyeti devam etmesi halinde kemer sıkmak. Ama bunun için yine vatandaştan fedakarlık isteyecekler. Siz kemerlere bir delik daha atın derim; zira lazım olacak.
Görünen köy kılavuz istemez, 1 yeterli bilmem 2-3-4te olabilir.
Zaman kötü.
2 ay sonra yaz bittiğinde,okullar açıldığında olası membic sonuclari
Çetin Bey İyi Günler,
Sizleri 3Gen programınızdan her Pazartesi izliyorum.
Gözlemlediğim bir şeyi size yazmak istedim.
Sizin masanızdaki su bardaklarına bayıldım.Niye biliyormusunuz,bütün Türkiye’deki TV kanallarında
Suyu fincanla içiyorlar.Tabii reklamlarını yapmak gayretinde oldukları için.Ben 38 senedir Almanya’da yaşıyorum,devamlı oturumları seyrediyorum,suyu burada sizdeki gibi cam bardaklarda içiyorlar.Bardaklar pırıl pırıl parlıyor.
Sizi tebrik etmek istiyorum.
Başırlarınızın devamlı olmasını diliyorum.
Reha BektaÅŸ