Çetin Ünsalan – Hazırlanın; yeni zamlar geliyor

Ekonomi paketi Meclis’te komisyonda kabul edildi. Öncelikle imar barışı dışındaki sunulanlara baktığınızda tek tek itiraz edilecek yanı yok. Yani bir ülkenin geçim zorluğu çeken insanlarına nefes aldırması kötü bir şey değil.

Ama elbette bir de hayatın ve bilimsel hesabın gerçekleri var. Şayet üreten bir ekonomi yaratmış ve buradan kaynaklanan zenginleşmeyi paylaştırırken, bu tercihleri yapıyorsanız başımla beraber. Oysa dağıtılan olmayan para… Bu noktaya dikkat; tekrar döneceğim.

Tekrar altını çizeyim; imar barışı dışında… Çünkü imar barışı adı altında yapılan oy avcılığının, istisnalar olsa da fakir fukaraya değil, ya Hazine arazisini gasp edene ya da bu yolla yeni rant kapısı arayanlara yarayacağı açık.

Yıllar önce, sanıyorum 90’larda İstanbul Ticaret Odası bir araştırma raporu yayınlamıştı. Belki halen dokümantasyonda bulunabilir. Bu raporun kitaplaştırıldığı yayında, İstanbul’da gecekonduda oturanların yüzde 80’den fazlasının kiracı olduğu belirtiliyordu.

Yani Hazine arazisi göç eden vatandaşa değil, bir takım mafyatik tiplere dağıtılmış, diğerlerine de kiralamak suretiyle kalkan yapılmıştı. Bugün de durum daha iyi değil. Hatta organize rant devşirmesi nedeniyle daha acınacak bir vaziyette.

Tekrar olmayan para dağıtma meselesine gelince, şunu çok net söyleyebilirim. Size verilenlere değil, ne kadar süre verilebileceğine ve karşılığını nasıl ödeyeceğinize bakın. Oya tahvil etmekten bahsetmiyorum. Şüphesiz amaç o; ama daha kritik olan bu paranın nereden finanse edileceği.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bir açıklama yaptı ve sihirli cümleyi sarf ederek; finansmanın modelini de açıkladı. Ağbal’a göre ilave gelirler elde edeceğiz… Söz konusu olan devlet bütçesi ise gelir kadar gider ve maliyet dengesine de bakmak zorundasınız.

Maliye en büyük geliri vergi ve prim yapılandırmalarıyla, imar affından bekliyor. İmar affından belki bir miktar gelebilir ama diğeri, sayısı bile hatırlanmayan yapılandırmalardan yola çıkarsak tam bir tahakkuk / tahsilat oyunu. Bugüne kadar genelde 2 taksitten fazla ödeme yapılamayan, sonra tekrar borçlu duruma düşülen yapılandırmalarda hedef, bir miktar nakit para temin etmekten ve bütçe makyajlamaktan başka bir şey değil.

Çünkü tahsil edilemeyen ya da af adı altında yapılandırmaya girilen rakamların hiçbiri daha sonra bütçenin gelin kaleminden düşülmüyor; yazıldığıyla kalıyor. İhracat gelirlerimizin artacağını düşünebiliriz; fakat dış ticaret açığı gelirden çok giderimizin arttığını ortaya koyuyor.

Turizm gelirlerimizin bir miktar yükselmesi muhtemel. Fakat bunda da en iyi ihtimalle her şey yolunda giderse 2018 yılında 2015 sonu gelirleri yakalayacağımız bizzat turizmciler tarafından dile getirildi.

Sıcak para maliyetinin çok arttığını, bununla birlikte artık Türkiye’ye ihtiyacı karşılayacak para gelmediğini, aksine ödemeler nedeniyle dolar maliyetinin arttığını düşünürseniz sonuç Orhan Veli şiiri gibi: Cep delik, cepken delik…

O zaman Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın kast ettiği ilave gelirler ne olabilir? Seçim sonrası kimse itiraz etmesin. Maliye Bakanı bugünden seçimin hemen ertesinden iğneden ipliğe her şeye zam yapılacağını açıklamış oldu.

Ne diyordu filmde? “Sonra vay ben duymadım, vay beni ikaz etmediler demeyin.”

[email protected]

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir