Türkiye’de binlerce insan hafta sonunda Ankara’da buluştu. Onlar hem vatandaşlık örneği sergileyerek haklarını aradılar; hem de hak aramanın yasal sınırlar içerisinde nasıl yapılabileceğine dair önemli bir örneğe imza attılar.
Emeklilikte YaÅŸa Takılanlar… 1999 yılında çıkarılan bir kanunun geriye doÄŸru iÅŸletilmesiyle maÄŸdur olan, 2008 yılındaki kanuni düzenlemeyle maÄŸduriyetleri adeta taçlandırılan bir gruptan söz ediyoruz.
Dertlerini iktidara anlatamıyorlar. Her seferinde ‘erken emeklilik’ istemekle suçlanıyorlar. Hatırlayacağınız üzere yaz aylarında Meclis’e bir yasa teklifi verilmiş ve Meclis’in açılmasıyla birlikte gündeme gelmişlerdi.
Tüm muhalefet partilerinin ortak imzasıyla verilen bir teklifte, altında imzası olan ve seçim vaatlerinde de bunu dile getirmesine rağmen son anda çekimser adı altında onları yarı yolda bırakan MHP nedeniyle açıkta kaldılar.
Ardından tekrar gündeme geldiler ve yapılan oylamada AKP’nin ret, MHP’nin çekimser oylarıyla gündem dışı kaldılar. Bu mesele yetkililere her sorulduğunda ‘gündemimizde yok’ yanıtıyla muhatap oluyorlar.
Aslında istedikleri tek şey; devletin kendilerine verdiği sözü tutması. Çünkü karşılığında gerek prim ödeyerek, gerekse de istenen yıl kadar çalışarak üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiler. Finansman sıkıntısından bahsedenlere karşı, finansman modeli bile geliştirdiler; ama o bile göz ardı ediliyor.
Devletin kanunu geriye doğru işletmesiyle ortada kalan ve hakları gasp edilen insanlardan bahsediyoruz. Ne çalışabiliyorlar ne emekli olabiliyorlar. Olur da çalışmaya kalkarlarsa, süre dolduğunda bu emekli maaşlarını harçlık seviyesine düşürüyor.
Hafta sonunda Türkiye’nin dört bir yanında otobüs kaldırıp, Ankara’da buluştular. Nazım hikmet Kültür Merkezi’nde salona sığmadılar. Seslerini duyurmak, haklılıklarını anlatmak istediler.
Yani ‘gündemimizde değil’ diyenlere ‘biz sizin gündeminiz’ diyerek seslendiler. Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusu gerçekten mercek altına alsalar, bunun bir gecede yapılacak bir düzenlemeyle ortadan kalkacağını görecekler.
O kadar haklılar ki tartışılacak durumları bile yok. Bu nedenle meseleyi kısır siyasi tartışmalara çekmek yerine, ortadaki hak gaspını giderecek metotları tartışmak gerekir. Aslında bu vesile ile şunun da altını çizeyim.
Ne yazık ki ülkede emeklilere de, emeklilikte yaşa takılanlara da sanki iane dağıtılan, yardım edilen, beleş para verilen insanlar muamelesi yapılıyor. Önce herkes şunu bilecek: Bu insanlar kendilerine söylenen süre içinde özel sektörde ya da kamuda bu devlete hizmet etmiş, havuza prim koymuş, bu nedenle de emekliliğe hak kazanmış insanlar. Onlara verdiğiniz şey lütuf değil, ahde vefa ve kazanılmış haktır. Bunun üzerinden pazarlık yapamazsınız.