Dövizdeki yükseliş ekonominin baş belası. Yükselmesiyle ya da yerel para biriminin değer kaybetmesiyle iğneden ipliğe her şeyin fiyatı olumsuz etkilendiği gibi, ülkede üretimden ticarete kadar her alanda da hareket kabiliyetini zorlaştırıyor.
İşte bunun için de bazı önlemler alınmasında fayda var. Bundan yola çıkan hükümet dövize sıkı önlem paketi getiriyor. Paketin ayrıntılarını Maliye Bakanı açıkladı. Alınan önlemlere göre:
“…önlem paketinde, ithalatın düzenlenmesi, yerel ticaretin finansmanının geçici olarak durdurulması, finansmanın üretim, ihracat ve imalat sanayi sektörlerine kaydırılması, hükümet şirketlerinin döviz alımının durdurulması ve alımın Merkez Bankası kanalıyla yapılması yer alıyor.”
Ayrıca sübvansiyonlu mallar ile altın kaçırılmasıyla ilgili konularda uzman sendikalar aracılığıyla sıkı yasal önlemler alınacağı vaadi de bizzat Maliye Bakanı tarafından dillendirildi. Hükümet destekleyici bazı önlemlere de paketin içinde yer verdi.
Mesela önlemler arasında hükümet yetkililerinin yapacağı yolculukların azaltılması ve seyahatler için Bakanlar Kurulu’nun onayının alınması gibi bir tasarruf paketi de mevcut.
Duymadınız mı? Nasıl duymazsınız haber BloombergHT kaynaklı ve Maliye Bakanı’nın bizzat açıkladığı belirtiliyor. Peki burada kritik olan ne? Toplantının katılımcıları içindeki istihbarat vurgusu önemli.
Toplantıya Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Maliye Bakanı Muhammed Osman er-Rikabi, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Servisi Müdürü Muhammed el-Mevla ve diğer yetkililer katıldı.
Şimdi fark ettim ki, yazının önceki kısımlarında olağanüstü toplantının Sudan’da olduğunu söylemeyi atlamışım. Siz Türkiye’de mi zannettiniz? Ne gerek var?
Sudan’da ortaya çıkan problem istihbarat yetkisilisinin bile katıldığı ciddiyette tartışılıp, üzerine de doğru ya da yanlış bir önlem paketi açıklanıyor.
Biz ise Cumhurbaşkanı başta olmak üzere danışman ve bakan kadrosunun Merkez Bankası Başkanı’na çektiği fırçayla meşgul oluyoruz.
Hatırlatalım; 3 yıl önce 99 yıllığına Türkiye Sudan’da 780 bin dönümlük arazi kiraladı. Geçtiğimiz aylarda da Bakan performansı açıklamıştı. Sudan’da Türkiye’de üretilmeyen ürünleri üretip, buraya getirip ithalat maliyetini azaltıyoruz. Aklımdayken bir numaralı üretip getirttiğimiz ürünün de pamuk olduğu açıklamada yer almıştı.
Demek ki sadece Sudan’dan toprak kiralayıp, kendi çiftçinize vermediğiniz desteği Sudanlı çiftçiye vererek, oradan üretim yaptırmak yeterli olmuyormuş. Arada başka konularda da ne yaptıklarına bakılmalı.