24 Ekim 2015 tarihinde dolar TL karşısında 3.05’i gördükten sonra 2,86 TL’ye düştü. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi açıklama yaptı: “Spekülatiflerin ekim ayının ilk yarısından itibaren ortadan kalmaya başladığını göreceğiz.” 10 Kasım 2015 tarihinde kur 2,92 oldu.
Yetmedi 31 Aralık 2016 tarihine geldiğimizde TL değer kaybetmeyi sürdürdü: Kur, dolar lehine 3,52 oldu. Aradan sadece 2 ay geçer. 7 Şubat 2017 tarihinde dolar / TL 3.74 seviyesini yakalar. Aynı gün Başbakan Binali Yıldırım Meclis’te yaptığı konuşmada şunları söyler: “Dolar 4 lira diye yaygara koparanlar, doların 3.70’e düşmesiyle birlikte sus pus oldular.”
28 Aralık 2017 itibariyle daha önce 3,50 seviyesini test eden kur, yılı 3.77 olarak kapatır. Oysa bundan sadece bir ay önce; 28 Kasım 2017 tarihinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi yeni bir açıklama daha yapmıştı. Demişti ki: “Kurdaki dalgalanma aralık bitmeden durulacak.” Neden? Çünkü spekülasyon (!).
O günlerden bugünlere gelene kadar Başbakan’ın “Dolardan bize ne; dolsa ne olur dolmasa ne olur” açıklaması başta olmak üzere, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin 2,32’ten bu yana süren spekülasyon inadı sürdü durdu.
Şüphesiz arada danışmanlar, hükümetin diğer bakanları, Cumhurbaşkanı gibi bir çok isim de bu önemsememe kervanına katıldılar. Geldiğimiz noktada 21 Mayıs 2018 saat: 20.00 itibariyle dolar / TL kuru 4.58 civarında günü kapattı.
Tüm bu süreç içerisinde gerçekten dolarla mücadele için ne önlem alındı derseniz; gerçekçi anlamda bir şey yok. Bundan sonra ne olabileceğine dair kimsenin fikri de yok. İşin ‘kaç olacak’ boyutunu bir kenara bırakıp, eğilime bakarsak bizim için önemli olan doların yükseliş trendinin dalgalı bir biçimde devam edeceği gerçeği.
Bu şartlar altında da Türkiye’de başta reel sektör olmak üzere, enflasyondan cari açık maliyetine kadar tüm sürecin yönetilmeye muhtaç bir görüntüsü var. Vatandaşa gelince…
Sadece yüzde 33’lük fark bile hayatımızın nasıl pahalılaştığını, gelirimizin nasıl eridiği, doların etkisiyle baskı altındaki enflasyonla nasıl daha çok ezildiğimizi anlatması bakımından önemli.
Bugün geldiğimiz noktada şu saat itibariyle farklı bir açıklama yok. Tek fark; Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in milletvekili listesinde yer almaması. Demek ki Şimşek’i son dakika manevrası bile kurtaramamış.
Sözün özü şu: Dolar, önümüzdeki süreçte de inecek, çıkacak ve dalgalı bir seyir izleyecektir. Fakat çıkış trendiyle Türkiye ekonomisini hırpalama devam edecek ve piyasaları da iş yapamaz hale getirme riskini koruyacaktır.
Ne dersiniz? Bu konu, aynı gün açıklanan milletvekili listelerinden daha önemli değil mi? Demek ki birilerine göre değil. Peki size göre?
Yazınız için tebrik ederim.. Düşüncelerimin yansıması gibi olmuş ama tek bir noktada katılmıyorum.. Mehmet Şimşek.. Başarısızlıkların ödüllendirildiği.. ülkemizde.. belkide daha iyi bir konuma getirilmek için…olabilir mi.. imkanlar dahilinde.. teşekkürler..