Artık daha gerçekçi bir enflasyon hesabımız var. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in ‘bunlar bilimsel veriler oynama yapamazsınız’ diye nitelendirdiği gıda ağırlığı tartışmasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin dediği oldu.
Enflasyon hesaplaması içinde gıdanın payı azaltıldı. Öncelikle bu konuda Şimşek’in bir açıklama yapması gerekmiyor mu? Hani bunlar bilimsel verilerdi? Bundan böyle enflasyon hesabı içerisinde gıda yüzde 1,91 daha az etki edecek.
Sadece o mu? Ayakkabı yüzde 0,1, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar yüzde 1,08 daha az enflasyon yaratacak. Üstelik TÜİK verileri gelirimizin neredeyse dörtte birini sadece konut ve barınmaya harcadığımızı ortaya koyarken… Şimdi diyeceksiniz ki; ‘enflasyon zaten bizim hayatımızın gerçeğini yansıtmıyor ki.’
Haklısınız, fakat bu tutum bir yaklaşımı ortaya koyması bakımından önemli. Gerçekçi olmayan hesabın akıttığı irine bile tahammül edemeyen bir fotoğrafla karşı karşıyayız. İşin Türkçe tercümesi ise; kredi derecelendirme kuruluşlarına ve finansal oyuncalara karşı atıp tutanlar, onlar için oluşturdukları rakamları sağlamak için, istatistikleri insanlara tercih ettiler.
Mesele bununla da bitmiyor. 2017 yılında sepetten çıkarılan ürünlerle, dahil edilen ürünlere baktığınızda iki perdelik komedi zaten sahneleniyor. Çıkarılanlara bakalım: Düz cam, bebek çorabı, paket çikolata, pamuk, uydu alıcısı, taze bamya… Demek ki her hafta düz cam almayı bırakıp, yerli yersiz uydu alıcımızı değiştirmekten vazgeçmişiz.
2017 senesinin trend tüketim grupları ne? Stor perde, test kitabı ve derin dondurucu… Derin dondurucu… Derin dondurucu…
Demek ki o kadar sık derin dondurucu alıyoruz ki, enflasyon hesaplaması içerisinde yer almaya hak kazanmış. Bunun aile bütçesinde yarattığı kırılmalara bakılırsa, tasarrufa gitmemiz ve her gün derin dondurucu almamamız gerekiyor.
Şimdi bundan şunu mu anlamalıyız? İnsanlar her gün gıda tüketmeyi bıraktı ve derin dondurucu mu alıyor? Biri sepete dahil edilip, diğeri de enflasyon yaratıyor diye sepetteki ağırlığı düşürüldüğüne göre başka anlam çıkıyor mu?
Aslına bakarsanız, tüm bunların tek bir anlamı var: Bizimle dalga geçiyorlar. Sonuçta da insanlar çıldırıyor. Kanıtı mı? Alın size fıkra gibi bir tüketici vakası:
“İsmini vermeyeyim bir bölgemizde tüketici toplantısında bir kişi buzdolaplarının sebzeliklerinin daha büyük olması gerektiğini söylemiş. Bu talebinin nedeni sorulduğunda ‘Yaz ayları çok sıcak geçiyor. Ayakkabılarımızı içine koyup soğutuyoruz. Sebzelikler büyük olursa daha çok ayakkabı soğutabiliriz’ cevabını verdi.”
E siz enflasyona etki ediyor diyerek gıda yerine derin dondurucu tüketimini esas alırsanız, vatandaşın da devreleri böyle yanar.
Bagimsiz yurtdisi ( ozellikle bu konular ile ilgili AB kurumlari ) denetmenleri tarafindan enflasyon olcumleri yapilir ise gercek ortaya cikar .