Çetin Ünsalan – Biz yine büyüdük…

Ekranların efsane bir dizisi vardı: Bizimkiler… Sanıyorum, Türk televizyon tarihinin en uzun devam eden dizisi rekoru onlarda… Orada da sürekli camdan bakıp, eşine seslenen bir Cemil Bey karakteri vardı. Uğurtan Sayıner oynardı o rolü…

Herhalde bugün olsa Cemil Bey şöyle derdi: “Sevim koş biz yine büyüdük.” Sonra da aşağıya dönüp Cafer karakterini oynayan Ercan Yazgan’a durumu anlatırdı: “Bizim bir rahmetli vardı, o da büyümüştü.” Öncelikle her iki Ustayı’da saygıyla analım. Bununla birlikte durumun anlatıldığı Cafer de bizim büyümemizi tanımlaması bakımından ironik anlamlar içeriyor.

Peki Cemil Bey neden büyümeyi böyle anlatırdı? İktidar yetkililerinin büyük bir iştahla, seçim öncesi hazine bulmuşçasına anlattığı bu büyüme ne işe yarıyor? Öncelikle 29 Aralık 2017 tarihinde 3,77 olan dolar / TL kurunun, 11 Haziran 2018 itibariyle 4,50 olması gerçeğini göz önüne aldığınızda dolar bazındaki erimeyi görmezden geldiğimizi anlatıyor.

Hadi bunu önemsemedik. Büyümeyi oluşturan alt dilimlere bakalım. Büyümenin iç talep ağırlıklı gerçekleştiği görülüyor. İç piyasada da yerli ürünlerin hakim olmadığını biliyoruz. Nitekim açılımlarına baktığınızda da durum gözler önüne seriliyor.

Büyümede hizmetlerin katkısı yüzde 4,3… Yani yarıdan fazlasını, bugün sıkıntı içinde olan ve önümüzdeki süreçte en büyük darbeyi yiyecek sektörden elde etmişiz. Ama bunda herhangi bir sıkıntı görmüyoruz.

En önemli getiri kalemi olan ihracatın büyümeye katkısı sadece yüzde 0,1… Toplam büyümede sanayinin payı ise yüzde 1,9… Hadi lokomotif sayılan mal ve hizmetler sektör ihracatının artış payına birlikte bakalım. Sadece yüzde 0,5…

Bu tespitler üzerine roman bile yazılır lakin kimsenin umurunda değil. Romanın ikinci cildini ise ithalatın payından başlayarak kaleme almak gerekir. Çünkü ilk üç aylık dönemini bir önceki yılla kıyasladığınızda mal ve hizmet ithalatındaki artış yüzde 15,6…

Makine ve teçhizat yatırımları en belirleyici kalem. Yüzde 7’lik yükseliş ile büyümeye en çok katkıyı yaptı. Peki bu kadar stok fazlasının olduğu, satılanın parasının tahsil edilemediği, kapasite kullanımının yetersiz olduğu bir fotoğraf içinde neden makine yatırımı yaptık? İşte bu cevabı en belirsiz soru…

Daha kötüsü Nisan itibariyle baktığınızda yükseliş trendini sürdüren cari açık gelecek açısından da uyarıcı sinyaller veriyor. 12 aylık cari açık 57 milyar doları aştı. Resmi rezervler de 2,7 milyar dolar azaldı.

Hepsini alt alta koyuyorsunuz ve bakıyorsunuz: Büyüdük mü, büyüdük. Ama kimin için? İşte bu sorunun yanıtını aramayıp, büyümeyi nereden oluşturduğunuza bakmadan, sadece seçim öncesi ortaya çıkmış bir takım rakamlar üzerinden hamaset yaparsanız, ülkeye büyük kötülük edersiniz. Ne yazık ki yapılan da bu…

O zaman Cemil Bey de önce eşi Sevim’e haberi verir, ardından da Cafer’e seslenir: Bizim bir rahmetli vardı, o da büyümüştü.” İyi uykular Türkiyem.

[email protected]

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir