Türkiye ekonomisinin son yıllarda iyice açmazlarını hissettiği malum. Zaten uygulanan yanlış politikaların bizi götüreceği başka bir nokta da yoktu. Bunu bir niyet, temenni gibi anlayanlara, dönüp 16 yıldır yapılanlara bakmasını öneririm.
Her zaman verdiğim bir örnek vardır; domates ektiğiniz yerden patates çıkmaz. Bilhassa son yıllarda ihracat kapılarının kapanması, iç piyasanın tamamen ithal ürüne teslim olması nedeniyle sorun büyüyordu.
Buna bir de finans sıkışıklığı, kısa vadeli borç ödemesi sorunu ve içteki likidite ve ödeme alamama sorunu eklendi. Son 3 yıldır şiddetini arttırarak yaşanan sıkıntı ile ilgili ise olasılıklar üzerinde herkes kafa yoruyor.
Şunu kabul etmeliyiz ki filmin sonuna geliyoruz. Zaten bu nedenle de sanayinin içinde bulunduğu durumun aşılması için çareler aranıyor. Çünkü bunun da istihdama olumsuz yansıyacağı biliniyor.
Bu son derece doğru bir hareket olmakla birlikte, bir körlüğü de beraberinde getiriyor. Aslında Türkiye’nin hiç konuşulmayan, ama sorunların hızla tahammül edilemez noktaya geldiği sektörü tarım.
Bu da yetmezmiş gibi, yıllardır şişirilen rakamlar gerçeği ile balonlaşıyor. İşsizliği düşük göstermek için tarıma yükleniyoruz. Enflasyona bahane bulmak için tarımı suçluyoruz. Bir yanda destek veriyor, hemen ardından öte yanda verdiğimizden daha çoğunu, yaklaşık yüzde 30 fazlasını ÖTV olarak tahsil ediyoruz.
Topraklar hızla ekilemez hale geliyor ve çiftçiyle tüketicinin arasındaki kesim para kazanırken, hızla üretimden uzaklaşıyoruz. Son derece ciddi oranlarda tarımdan vazgeçilen topraklarımız var. İmar oyunlarıyla tarlaları inşaat alanı haline çeviriyoruz.
Burada yaşayan insanlar göçe zorlanırken, kalanlar da ürettiğine pişman ediliyor. Böylece samandan kuru fasulyeye her şeyiyle ithalata teslim bir piyasaya yapısını ortaya çıkarttığımızı görmezden geliyoruz.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Rusya ve turizmde büyük ölçüde sorun yaşayan üretici, elindeki malı tüccara kaptırarak hem parasından hem malından oldu. Tarlada büyüyen bir sorunumuz var ve kayıtdışı tutulduğu için görmezlikten gelmeye devam ediyoruz.
Oysa tarım gelecek dönemin en stratejik ve katma değerli sektörü ilan edileli 6 sene oldu. Biz bu süre içerisinde bırakın yapılanmayı, topraklarımızı rehabilite etmeyi, git gide tarımdan çıkan, yurtdışında toprak kiralayan ya da direkt ithalat yapan bir ülke haline geldik.
Şimdiden uyarıyorum. Sanayideki sorun çok büyük ama bundan da büyük olan tarladakidir ve görmezden geldiğimiz sürece size garanti ederim: Asıl gümbürtü tarımda kopacak.
Allah aşkına hayatınızda kaç kere tarlaya girdinizde, tarım konusunda ahkam kesiyorsunuz?
Neden anlamadığınız konularda ısrarla yorum yapıp kendinizi küçük düşürmek için çaba harcıyorunuz
Kendinizi küçük düşürmek için bu kadar çabaya gerek yok, çünkü zaten sizi ciddiye alanda yok, bu kadar kendizinizi kasmayın biraz rahat olun