Açıklanan veriler, yapılan açılamalar falan derken son bir iki gün içinde ortalık biraz karıştı gibi görünüyor. Günlük dilde bu baÄŸlamda kullanılan hoÅŸ bir deyim var. Bu gibi durumlar “çarşı karıştı” diye tanımlanıyor. Bu “karıştı” sözcüğü belirsizlikler arttı anlamında kullanılıyor. Biraz ihtiyata davet de var galiba içeriÄŸinde.
Aslında, geliÅŸmelerin ana ekseninde önemli bir kayma yok. Hem küresel ölçekte hem de Türkiye’de krizden çıkış sürüyor. Küresel resesyon ölçeÄŸindeki bir krizden öyle pat diye çıkılamayacağına göre arada bir çarşının karışmasını olaÄŸan karşılamak gerekir diye düşünüyorum.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Bizde çarşının karışması biraz daha sınırlı kaldı. İki tane açıklanan veri var. Birisi geçen yılın sonu itibariyle istihdam ve işsizlik rakamları. Bu verilerde önemli yeni bir bilgi yok denilebilir. Bir önceki Aralık ayına göre işsizlik oranında düşüş var. Ama işsizlik oranının tek haneli yüzde 9 civarına indikten sonra bu düzeylerde takılı kalmayı sürdürdüğü anlaşılıyor. Bunun daha çok büyüme ivmesi açısından yorumu önemli. İlk yorumlar işsizlik oranının sürüyor olmasının ekonomide büyümenin yavaşlamaya başladığının işareti olarak algılanması gerektiğine işaret ediyor. Bu da bilinmeyen bir şey değil.
Aklı biraz karıştıran bilgi dış ticaret sayılarının açıklanmasından geldi. Burada da bakılması gereken iki boyut var. Birisi geçen yılın aynı dönemine göre durumun ne olduğu meselesi. Bu bağlamda dış ticaret açığında önemli bir daralma olduğu görülüyor. Bu da büyümenin yavaşlamasının işareti olarak yorumlandı. Öte yandan, Ocak ayı verileri dış ticaret açığının beklenenin üzerinde olduğunu gösteriyor. Bunun büyüme açısından ima ettiği durum önceki yorumlardan farklı olmak durumunda. Büyümedeki yavaşlamanın son bir iki ayda hız kesmiş olabileceğini ima eden öteki verilerle de tutarlı bir durum bu. Son istihdam verileri sert iniş tezlerine destek vermiyor gibi görünüyor. anlayacağınız. Aklı karıştırabilecek olan da işin bu yanı işte.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Çarşı dışarıda içeridekinden daha çok karıştı denilebilir. Karışıklığı yaratan da para ve likidite alanındaki gelişmeler ve değerlendirmeler. Küresel krizden çıkış sürecinde en önemli etkenin neredeyse küresel ölçekte gerçekleştirilen parasal gevşeme olduğu biliniyor. Bu süreçte öncü rolünü de Amerikan Merkez Bankası (FED) oynuyor.
FED BaÅŸkanı Bernanke para miktarını arttırma ve faiz oranını en düşük düzeyde tutma politikasında ısrarlı olduÄŸu izlenimi veriyordu. FED’in bu politikayı önümüzdeki iki yılı da kavrayacak ÅŸekilde sürdüreceÄŸi ifade ediliyordu. GevÅŸek para politikasında ısrar FED’in daha önce gerçekleÅŸtirilen iki parasal gevÅŸeme (QE) hamlesinin ardından bir üçüncüsünün (QE 3) geleceÄŸi beklentisini hap canlı tutuyordu. Bernanke de bu beklentiyi zayıflatmak adına bir ÅŸey yapmak niyetinde olmadığı izlenimini veriyordu.
Son satırlarda “geçmiÅŸ zaman” kullandığımı fark etmiÅŸinizdir sanırım. Bunu bilerek yapıyorum. Zira hafta başından beri parasal gevÅŸeme hülyaları sanki masal olacakmış gibi görünüyor. Bernanke’nin Kongrede yaptığı açıklamalardaki ihtiyat dozu ABD’de enflasyon kaygılarının canlanmak üzere olduÄŸu izlenimi veriyor. Parasal gevÅŸemeyi, düşük faizi iki yıl daha sürdürme politikasından geri dönülebileceÄŸini düşündüren bir geliÅŸme bu.
QE 3 bekleyen piyasaların bir anda adeta soÄŸuk duÅŸa girmiÅŸ gibi oldukları açık. EÄŸer keskin bir dönüş getirirse FED’in bu son hamlesinin sadece ABD’de deÄŸil küresel ölçekte de önemli sonuçları olacaktır. Çarşı karıştı dediÄŸimde esas kastettiÄŸim geliÅŸme bu.