GSMH hariç 2011 yılının veri tablosunu tamamladık. Hafta başında Aralık ayı ödeme dengesi bilgileri açıklandı. Böylece 2011 yılında dış ödemelerdeki halimizi görmüş olduk. Geçen yılın son ayında dış ödeme açığımız 6.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Yılın bütününde ise cari açık 77 milyar dolara ulaşmış.
2011 yılının dış ödemeler tablosunda ilginç özellikler var. Bunlardan birisi beklentiler ile fiili gerçekleşme arasındaki mesafe. Aralık ayı cari açık boyutunda bir sürpriz yok. Beklenenin aynısı gerçekleşmiş. Burada ilginç bir şey yok. Yıllık açıkta ise durum ilginç. 2011 yılının cari açık boyutu ile beklentiler arasındaki mesafe yılın hangi dilimindeki beklentiden söz edildiğine bağlı olarak değişiyor.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Yılın ilk yarısında, özellikle de ilk çeyreğin arkasından, yıllık bazdaki cari açık tahminlerinde adeta uçan-kaçan sayıların ortaya çıktığını sanırım hatırlarsınız. Bu dönemin belli bir noktasında yıllık cari açığın 100 milyar doları aşacağı gibi absürt tahminler yapıldığını dün gibi hatırlıyorum. Beklentilerin bu tür tahminlere uyarak gökyüzüne tırmandırıldığını da biliyoruz.
Yıl sonunda durum böyle olmadı. Uçuk beklentiler gerçekleşmedi. Gördüğünüz gibi yeni açıklanan cari açık sayısı yılın ilk yarısındaki beklentilerin çok altında. Dolayısıyla cari açık ile beklentiler arasındaki mesafeye yılın ilk yarısındaki beklentiler açısından bakarsanız aralarında uçurum var.
Buna karşılık beklentilerin son bir iki ayda geldiği düzey yıl sonundaki gerçekleşmeyle neredeyse aynı. Bunda garip olan bir şey yok. Yılın son ayında yıl sonu itibariyle cari açığın ne olacağını doğru tahmin etmek büyük bir mesele değil. Ancak 2011 yılında esas olarak fiili ve beklenen cari açık tahminlerinin önemli ölçüde kopuk olduğu gözleniyor. Dolayısıyla, yıl içinde beklentinin  gerçekleşmeye yakınsamanın kolay ve hızlı olduğunu söylemek zor.  Cari açık ile ilgili tahminlerin makul düzeye gerileyerek yıl sonu gerçekleşmesine yakınsamasının ciddi bir gecikmeyle gerçekleştiği görülüyor.
Kısacası, 2011 yılı cari açık tahminlerinin ve beklentilerin bayağı inatçı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yanlış hatırlamıyorsam tahminlerinde ipin ucunu kaçıranlar Temmuz-Ağustos dönemindeki görece düşük aylık sayıları gördükten, Eylül ve Ekimde on iki aylık gerçekleşmelerin de yerinde saymaya başladığına tanık olduktan sonra tahminlerini daha makul boyutlara çekmeye razı oldular.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Beklentilerin doğru olduğunu, aslında fiili cari açığın yanıldığını söyleyemeyiz kuşkusuz. Dolayısıyla, 2011 yılının büyük bir kısmında dış denge ile ilgili tahminlerin ve bunların biçimlendirdiği beklentilerin vahim ölçüde yanıldığını kabul etmek durumundayız diye düşünüyorum.
Tahminlerde ve beklentilerde yanılmak iktisadi hayatın içinde var. Ekonomi yanılmanın yanılmamaktan çok daha kolay olduğu bir yaşam alanı. İktisadi tahminlerin bir kısmında yanılmanın önemli bir sonucu, bir maliyeti olmaz. Tahminde yanılan biraz madara olur, o kadar.
Dış dengesizlik tahminlerinde durum pek böyle sayılmaz. Dış açık boyutunu kestirmekte yanılınca açığın finansmanı konusunda da yanılmak kaçınılmaz olur. Bu ikisinde yanılınca bir yandan finansal fiyatları öngöremezsiniz, bir yandan da büyüme performansını kestirmekte yanılırsınız.  Bu noktalarda yanılınca büyüme tahminlerinizden başlayıp açığın finansman imkanlarına kadar uzanan pek çok değişkende de beklentileri olası gerçekleşmenin çok uzağına itme riski doğar. Böylesine yaygın bir yanılma silsilesi ufku bütünüyle karartır ve vahim bir iktisadi tablo çizilmesine imkan verir.
Bu tür zincirleme yanılgılar çoğu zaman kendisini doğurup, doğrulayan krizlerle sonuçlanır. Ekonomide kriz üretecek önemli bir durum yokken varmış gibi davranmak, beklentileri ve davranışları bu yönde biçimlendirerek kriz üretebilir.
Cari açığın 2011yılındaki serüveninden alınacak dersler var. En önemli ders ise dış denge tahminlerinde yanılmanın masum yanılgılar arasında yer almadığıdır. Umarım bu dersi iyi öğrenmişizdir.