Merkez Bankası’nın verilerine göre, Mayıs ayında 7.75 milyar dolar olan cari açık, yıllıklandırılmış bazda 68.2 milyar dolara ulaÅŸtı.
Türkiye’nin cari Ä°ÅŸlemler hesabı açığı, yılın ilk 5 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 121,3 artarak, 37 milyar 274 milyon dolar oldu.
Merkez Bankası tarafından açıklanan 2011 yılı Mayıs ayına ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, cari açık 2011 yılı Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 20 milyar 435 milyon dolar artış gösterdi. Geçen yılın ilk 5 ayında,cari açık 16 milyar 839 milyon dolar düzeyindeydi.
Geçen yıl Mayıs’ta 2 milyar 944 milyon dolar açık veren cari iÅŸlemler hesabında, bu yılın aynı ayında 7 milyar 753 milyon dolar açık meydana geldi.
Cari işlemler açığının artmasında dış ticaret açığındaki artış etkili oldu.
Ocak-Mayıs döneminde 37.3 milyar dolara ulaşancari açık, yıllıklandırılmış bazda 68 milyar 174 milyon dolara ulaştı. Yıllıklandırılmış cari açık yüzde 160 artış kaydetti.
“CARÄ° AÇIK TÃœKETÄ°ME DAYANIYOR”
Merkez Bankası Danışmanı Zafer Yükseler’in hazırladığı çalışmada, son dönemde yükselen cari açığı, hızlı büyümeye baÄŸlamanın gerçekçi olmadığı belirtildi ve büyümenin de temeline oluÅŸturan tüketimin etkisine dikkat çekildi.
Çalışmada, ”2005–2010 döneminde, Türkiye’de cari iÅŸlemler açığının yükselmesinin temel nedeni tasarruf oranındaki düşüş. Bu durum, yurtiçi talep ağırlıklı büyüme stratejisi uygulayan Yunanistan, Ä°spanya, Ä°talya ve ABD gibi ülkelerde de açıkça görülmektedir” deÄŸerlendirmesine yer verildi.
Dış dengede 2010’da gözlenen bozulmanın süreceÄŸi tahmin edilen çalışmada, ”Böyle bir durumun, halen cari açık konusunda 15 ülkeden farklı konumda bulunan Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki pozisyonunu zayıflatacağı ve ülke açısından risk oluÅŸturacağı düşünülmektedir” tespiti yapıldı.
Merkez Bankası Danışmanı Yükseler’in ”Türkiye’nin KarşılaÅŸtırmalı Cari Ä°ÅŸlemler Dengesi ve Rekabet Gücü Performansı (1997–2010 dönemi)” konulu çalışması, bankanın internet sitesinde yayımlandı.
Çalışmada, 1997–2010 döneminde Türkiye’nin dış ticaret ve cari iÅŸlemler dengesindeki geliÅŸmeler ve etkileyen faktörler irdelendi.
Cari işlemler dengesi performansını değerlendirebilmek amacıyla da ülkenin dış ticareti içinde önemli payı bulunan ve uluslararası piyasalarda rakip konumdaki 15 ülkenin performansıyla karşılaştırma yapıldı. Bu ülkeler, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere, Yunanistan, Japonya, Rusya, Polonya, Çin, Güney Kore, Tayland, Malezya, Brezilya ve ABD olarak belirlendi. 15 ülke geneline ilişkin verilen oran ve değerler, bu ülkelerin ilgili yılda Türkiye ile yaptıkları toplam dış ticaret hacmi içindeki payları dikkate alınarak hesaplandı.
TÃœRKÄ°YE’DE CARÄ° AÇIK, 2005-2010 DÖNEMÄ°NDE YÃœKSELDÄ°
Çalışmaya göre, 1997-2010 döneminde cari iÅŸlemler dengesi, mal ticareti dengesine baÄŸlı hareket etti ve Türkiye bu dönemde kronik olarak cari iÅŸlemler açığı verdi. Bu dönemde, cari açık, GSYH’nin ortalama yüzde 2,9’u oranında seyretti.
Uluslararası piyasalarda, baÅŸta enerji olmak üzere, temel mal fiyatlarındaki yükselme, ekonomideki canlanma, rekabet gücündeki zayıflama ve uluslararası likidite bolluÄŸunun finansman imkanlarını artırması, 2005’ten itibaren Türkiye’de cari açığın yükselmesine neden oldu. 1997–2004 döneminde GSYH’nin yüzde 1,1’i kadar olan cari iÅŸlemler açığı, 2005–2010 döneminde yüzde 5,2’ye çıktı.
Türkiye’nin performansı söz konusu 15 ülkeyle karşılaÅŸtırıldığında, bu ülkelerin 1997-2010 döneminde ortalama yüzde 1 cari iÅŸlemler fazlası verdiÄŸi görüldü.
Türkiye’de cari açığın yüzde 5,2’ye yükseldiÄŸi 2005-2010 döneminde, 15 ülke genelinde cari iÅŸlemler dengesi fazla vermeye devam etti ve fazlanın GSYH’ye oranı yüzde 1,6’ya çıktı.
Söz konusu dönemde, Çin, Almanya, Malezya ve Japonya’nın cari iÅŸlemler dengesi fazlası/GSYH oranı yükseldi. Rusya, Tayland ve Güney Kore’nin cari iÅŸlem fazlalarının GSYH’ye oranında ise sınırlı bir azalış gözlendi.
Türkiye gibi cari işlemler açığı/GSYH oranı hızla artan ülkeler arasında, Yunanistan (yüzde 11,5), İspanya (yüzde 7,7) ve ABD (yüzde 4,6) ilk sıralarda yer aldı.
”BÃœYÃœME ZAYIFLADI, ANCAK CARÄ° AÇIKTA BOZULMA SÃœRDÃœ”
Büyüme ile cari iÅŸlemler dengesi arasındaki bağın irdelendiÄŸi çalışmaya göre, 1997–2010 döneminde, yıllık ortalama GSYH büyüme hızı 15 ülkede yüzde 3,5, Türkiye’de ise yüzde 3,8 olarak gerçekleÅŸti. Bu dönemde, Türkiye’de büyüme açısından üç farklı eÄŸilim gözlendi. 1997–2001 döneminde, Asya-Rusya krizleri, Marmara depremi ve Åžubat krizi nedeniyle Türkiye’de istikrarsız bir büyüme süreci yaÅŸandı ve ortalama yıllık GSYH büyüme hızı yüzde 1 civarında kaldı. 2002–2006 döneminde, ortalama yıllık GSYH büyüme hızı yüzde 7,5’e yükseldi, 2007–2010 döneminde ise bu oran yüzde 2,3’e geriledi.
Aynı dönemlerde, 15 ülke genelinde ortalama büyüme hızı ise sırasıyla, yüzde 2,7, yüzde 4,0 ve yüzde 3,7 oldu.
Cari iÅŸlemler dengesi açığının GSYH’ye oranı, bu dönemlerde, Türkiye’de sürekli yükseldi ve sırasıyla, yüzde 0,5, yüzde 3,4 ve yüzde 5,1 olarak gerçekleÅŸti. Aynı dönemlerde, 15 ülke genelinde cari iÅŸlemler dengesi fazla verdi ve fazlanın GSYH’ye oranı sırasıyla, yüzde 0,3, yüzde 1,2 ve yüzde 1,5 oldu.
2007–2010 döneminde, ekonominin büyüme performansı zayıflarken, Türkiye’de cari iÅŸlemler dengesindeki bozulmanın sürdüğü, 15 ülke genelinde ise cari iÅŸlemler dengesi performansının daha da iyileÅŸtiÄŸi gözlendi.
”TÃœRKÄ°YE, KISMEN AYRIÅžMAYA BAÅžLADI”
Türkiye’de cari iÅŸlemler açığına iliÅŸkin veriler, büyüme hızındaki artışın cari iÅŸlemler açığını yükselttiÄŸi, ekonomik daralma dönemlerinde ise ithalatla birlikte cari iÅŸlemler açığının azaldığına iÅŸaret ediyor. Bu eÄŸilim, gerek ekonomi çevrelerinde gerek toplumda, ”cari açığın hızlı büyümenin bir sonucu olduÄŸu” kanısını yerleÅŸtirdi.
15 ülke verisi incelendiğinde, sadece büyümenin değil, büyümenin kaynağının da cari açıkaçısından önemli olduğu görülüyor. Nitekim genelde dış talebe dayalı büyümenin ağırlıklı olduğu Çin, Güney Kore, Malezya, Tayland ve Almanya gibi ülkelerde yüksek büyüme hızlarının, cari işlemler açığına yol açması söz konusu değil. Ancak, genelde yurtiçi talebe dayalı büyümeyi benimseyen, Yunanistan, İspanya, İtalya ve ABD gibi ülkelerde, büyüme hızındaki yükseliş cari açıktaki yükselişi de beraberinde getiriyor.
1997-2010 döneminde Türkiye’nin büyüme ve cari açık performansı incelendiÄŸinde, Türkiye’de yurtiçi talebe dayalı büyüyen ülkelerin özelliklerinin hakim olduÄŸu görülüyor. Ancak, 2006 yılı sonrasında ortalama büyüme hızı düşerken, cari iÅŸlemler açığı/GSYH oranının yüksek seviyede kalması, Türkiye’nin bu ikinci gruptan da kısmen ayrışmaya baÅŸladığına iÅŸaret ediyor.
Çalışmada, ”Türkiye’nin gerek ortalama yıllık GSYH büyüme hızı gerek göreli büyüme performans endeksinin eÄŸilimi dikkate alındığında, cari iÅŸlemler dengesindeki bozulmanın kaynağı olarak, Türkiye’nin 15 ülkeye göre daha hızlı büyüdüğünü ifade etmek gerçekçi görülmemektedir” tespitine yer verildi.
TASARRUF AÇIĞI, YATIRIMDAN ÇOK TÜKETİMDEN KAYNAKLANIYOR
Cari iÅŸlemler performansında önemli faktörlerden yatırım ve tasarruf oranlarına bakıldığında da Türkiye’deki tasarruf açığı dikkati çekti.
Çalışmaya göre, 1997–2010 döneminde, 15 ülke genelinde yatırımların GSYH’ye oranı, ortalama yüzde 21,7 iken, Türkiye’de oran yüzde 19,6 oldu. Sözkonusu dönemde, tasarrufların GSYH’ye oranı da 15 ülke genelinde yüzde 22,7, Türkiye’de yüzde 17,8 olarak hesaplandı.
Alt dönemler itibariyle, yatırım ve tasarruf oranları incelendiÄŸinde, 2005–2010 döneminde, 15 ülke genelinde tasarruf fazlasının arttığı, Türkiye’de ise tersi bir eÄŸilim yaÅŸandığı ve önemli bir tasarruf açığının ortaya çıktığı görüldü. Tasarruf açığı, yatırım oranının yükselmesinden çok tasarruf oranının gerilemesinden kaynaklandı.
2005–2010 döneminde, 15 ülke içinde tasarruf oranındaki gerileme dolayısıyla tasarruf/cari işlemler dengesi açığı artan ülkeler, sırasıyla, Yunanistan, İspanya, Fransa, İtalya ve ABD oldu.
Türkiye’de hanehalkı ve firmaların tasarruf etme eÄŸilim ve olanaklarının, son yıllarda, önemli ölçüde zayıfladığı gözleniyor. Hane halkı borçluluÄŸundaki artış ve firmaların iÅŸletme artığı (iÅŸletme faaliyetlerinden elde edilen gayrisafi gelir) elde etme kapasitelerinin zaman içinde azalması, ekonomi genelinde tasarruf oranlarının yetersiz kalmasına neden oluyor.
2003 yılında hane halkı borcunun GSYH’ye oranı yüzde 3 iken, 2010’da yüzde 17,3’e yükseldi. Sanayi ve hizmetler sektörü genelinde, 2002 yılında iÅŸletme artığının ciroya oranı yüzde 23,4 düzeyindeydi, oran, 2008’de yüzde 15,3’e geriledi.
Çalışmada konuya ilişkin şu tespitlere yer verildi:
”Türkiye’de, yüksek büyüme için tasarrufların yetersiz olduÄŸu, bu nedenle yüksek büyüme dönemlerinde cari iÅŸlemler açığı verilmesinin normal olduÄŸu görüşü hakim bulunmaktadır. Ancak, bu görüşün arka planında, yüksek büyüme dönemlerinde yatırım oranının arttığı, tasarruf düzeyinin ise bu yatırımları karşılamakta yetersiz kaldığı inancı yer almaktadır.
Sadece yıllık verilere bakıldığında, bu görüşü desteklemek söz konusu olabilir. Ancak, 1997–2010 dönemi yatırım ve tasarruf oranları incelendiÄŸinde, cari iÅŸlemler dengesindeki bozulmanın arka planında, büyük ölçüde tasarruf oranındaki gerilemenin etkili olduÄŸu görülmektedir. Nitekim bu durum, 2005–2010 döneminde Türkiye’de ve yurtiçi talep ağırlıklı büyüme stratejisi uygulayan Yunanistan, Ä°spanya, Ä°talya ve ABD gibi ülkelerde de açıkça görülmektedir.”
”TEMEL NEDEN, TASARRUFTAKÄ° DÜŞÜŞ”
Çalışmaya göre 1997–2010 döneminde, 15 ülke ile Türkiye’nin cari iÅŸlemler dengesi performansı karşılaÅŸtırıldığında ÅŸu iki nokta ön plana çıkıyor:
”Birincisi, Türkiye’nin tasarruf oranının düşük olması ve son yıllarda bu oranın gerilemesidir. Özellikle, 2005–2010 döneminde, 15 ülke genelinin aksine, Türkiye’de cari iÅŸlemler açığının yükselmesinin temel nedeni tasarruf oranındaki düşüştür. Finansman imkanlarındaki artış ve tüketicilerin finansman kaynaklarına eriÅŸiminin kolaylaÅŸması, tüketici kredilerini ve hanehalkı borçluluÄŸunu artırmış ve kiÅŸilerin tasarruf eÄŸilimlerini zayıflatmıştır.
Ä°kinci husus, incelenen dönemde Türkiye 15 ülkeye, özellikle yükselen piyasa ekonomilerine, karşı rekabet gücü kaybetmiÅŸtir. Bu durum, yükselen enerji ithal faturasına ek olarak, enerji-dışı ithalatta da artışa yol açmış, 15 ülke piyasalarına yönelik ihracatımızı ise olumsuz etkilemiÅŸtir.”
”Ä°THALAT ARTIÅžINI YAVAÅžLATMAK OLDUKÇA GÜÇ GÖZÃœKÃœYOR”
Dış dengede 2010’da gözlenen bozulmanın, 2011 baÅŸlarında güçlenerek devam ettiÄŸi kaydedilen çalışmada, ÅŸu deÄŸerlendirmeler yapıldı:
”Mevcut iç ve dış ekonomik konjonktür ile firmaların yatırım tercihleri dikkate alındığında, dış dengedeki bozulmayı tetikleyen ithalat artışının yavaÅŸlatılmasının oldukça güç olduÄŸu görülmektedir. Ekonominin rekabet gücü kaybı nedeniyle yerli ve yabancı firmaların döviz kazandırıcı alanlara yatırım yapmaktan kaçındıkları, genelde dış ticarete konu olmayan konut, gayrimenkul, alış veriÅŸ merkezi, ofis binası, iletiÅŸim ve enerji gibi yatırım alanlarını tercih ettikleri görülmektedir.
Bu yatırım tercihleri ve tüketicilerin yüksek teknolojili tüketim ürünleri satın alma eÄŸilimleri birlikte dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde de dış dengedeki bozulmanın süreceÄŸi tahmin edilmektedir. Böyle bir durumun, halen cari açık konusunda 15 ülkeden farklı bir konumda bulunan Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki pozisyonunu zayıflatacağı ve ülke açısından risk oluÅŸturacağı düşünülmektedir.”
2011 BAŞINDAN BU YANA CARİ AÇIĞIN SEYRİ
A.A muhabirinin ödemeler dengesi verilerinden yaptığı derlemeye göre, 2009 sonunda yaklaşık 14 milyar dolar olan cari açık, 2010 yılı sonunda 47,6 milyar dolara çıktı. 2011 yılı itibariyle cari açıkta artış hızının sürmesi nedeniyle ekonomi yönetimi soğutma tedbirlerini hayata geçirmeye başladı. Cari açığın yılın son çeyreğinden itibaren baz etkisi nedeniyle iyileşme sürecine girmesi bekleniyor ancak yılsonu beklentisi, açığın 60 milyar doları aşacağı yönünde.
Cari açık, Ocak-Mayıs döneminde 37 milyar 274 milyon dolara ulaÅŸtı. Aylar itibariyle açığın seyri; Ocak’ta 6 milyar 79 milyon dolar, Åžubat’ta 6 milyar 138 milyon dolar, Mart’ta 9 milyar 745 milyon dolar, Nisan’da 7 milyar 680 milyon dolar, Mayıs’ta ise 7 milyar 753 milyon dolar oldu.
kaynak