Türkiye’nin adalet sistemi doğru dürüst çalışmıyor. Bunu söylemek için, herhangi bir davada sanık yakını olmak gerekmiyor…
Türkiye’nin adalet sistemi doğru dürüst çalışmıyor. Bunu söylemek için, herhangi bir davada sanık yakını olmak gerekmiyor. Türkiye’nin adalet sistemi dün de çalışmıyordu, bugün de çalışmıyor. Ama bizim dün İstanbul Finans Merkezi kuracağız diye bir iddiamız yoktu, bugün var.. Adaleti çakma olan memlekette, uluslararası finans merkezi filan olmaz. Balyoz davası kararlarından sonra aklıma takılan husus işte budur. Hükümetimiz İstanbul Finans Merkezi projesinde ciddiyse, ciddiyetin göstergesi kapsamlı bir yargı reformu projesidir. Yeter mi? Yetmez. Aynı zamanda yeni bir anayasa projesidir. Yeni anayasa olmadan İstanbul Finans Merkezi olmaz. Gelin bakın neden olmaz.
Dışarıdan bakınca Türkiye, İstanbul’a bir uluslararası finans merkezi kurma projesinde ciddi gibi duruyor. Peki, biz bu proje hakkında ne biliyoruz? Ataşehir yakınlarında neresinin İstanbul Finans Merkezi olacağını biliyoruz. Karşısına kocaman bir çakma Mimar Sinan camiinin yapıldığını biliyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dahil herkes, orada olsun isteniyor. Onu da biliyoruz. Başka ne biliyoruz? Hiçbir şey. Elalem uluslararası finans merkezi kurarken, kurumsal altyapısını uzun uzun tasarlıyor. Biz ise merkezin, hangi ada parselin üzerinde olacağını saptıyoruz. Oralarda kural hakimiyeti, bizde ise gayrimenkulün ada pafta numarası öne çıkıyor. En sevdiğim açıklamayı geçenlerde Sayın Başbakanımız yaptı: “Kilometrekaresi en büyük merkez bizimki olacak”. Yok artık.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.