Dışarıya iliÅŸkin üç önemli riskten söz etmiÅŸtim son yazımda. Ä°kisi Avrupa, sonuncusu ise ABD ile ilgiliydi. Ä°lk olarak Ä°spanya ve Ä°talya gibi ülkelerin Avrupa’nın kurtarma fonlarına baÅŸvurmaları gerekiyor ki, Avrupa Merkez Bankası devreye girerek bu ülkelerin devlet tahvillerini satın alarak faizlerini makul düzeylere düşürebilsin. Oysa Ä°spanya’nın henüz ne yapacağı belli deÄŸil; ÅŸimdilik ayak diriyorlar ve dolayısıyla piyasalar tedirgin. Bu nedenle, ortadan en önce kalkması beklenen risk, bir süre daha bizimle birlikte olacak. Ä°kinci olarak Avrupa’da bu yaÅŸananların bir daha yaÅŸanma olasılığının en aza indirilmesi ve ÅŸu sırada Ä°spanya gibi ülkelerden yoÄŸun miktarda kaçıp Avrupa’nın sorunsuz ülkelerine doÄŸru akan para (banka mevduatının mesela) olgusunun ortadan kalkması için ortak bir bankacılık düzenleme ve denetleme otoritesi ile mevduat sigorta fonunun kurulması gerekiyor. Avrupalılar son üç yılda yaptıkları gibi henüz konuÅŸmakla meÅŸguller; bu risk de ortada kalkmadı dolayısıyla. Üçüncü risk ise 2013’te ABD’nin bütçe harcamalarını kısma ve vergi oranlarını artırma riski. Bunun nasıl geliÅŸeceÄŸini, en iyimser ihtimalle ancak baÅŸkanlık seçiminden sonraki haftalarda görebileceÄŸiz.
Bu riskler önemli riskler. Dolayısıyla oldukça belirsiz bir dünyada yol almaya devam ediyoruz. Mesela Almanya Anayasa Mahkemesi’nin son kararı ile Avrupa kurtarma fonlarının geleceÄŸi hakkındaki belirsizliÄŸin ortadan kalkması gibi bazı belirsizlikler ortadan kalkıyor ama yerine ya hemen yenileri geliyor ya da zaten var olanlar yeteri kadar çoklar. Bunlara bir de özellikle geliÅŸmiÅŸ ülkeler ile Çin’in ve dolayısıyla tüm dünyanın, azımsanmayacak bir süre normalin altında büyüme ihtimalinin yüksek olduÄŸunu ekleyin. Önümüzdeki dönemin hiç de büyüme dostu bir dönem olmadığı hemen ortaya çıkıyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.