Son yıllarda ekonomide en baÅŸarılı sonuçların alındığı alanlardan biri bütçe. Çift haneli rakamlarda seyreden bütçe açıkları sıfıra doÄŸru çekilebildiÄŸi ve faiz dışı fazla verilebildiÄŸi içindir ki, kamu borcunun milli gelire oranı 2001’de yüzde 77.9’dan 2011’de yüzde 39.4’e inebildi. Net kamu borcu da yüzde 66.4’ten yüzde 22.4 gibi düşük bir düzeye geriledi.
Bunun için belirleyici iki şey yapıldı.
HER YILA BİR GELİR: Biri, hemen her yıl bir kereye mahsus da olsa bütçe için ekstra gelir kalemleri yaratıldı. Geçen yıl kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi. Bu yıl ise bedelli askerlik ve 2B arazilerinden gelecek kaynak devreye girecek. Şimdiye kadar her yıl yaratıcılığını kullanan hükümet herhalde gelecek yılları da düşünmüştür. Vergi gelirlerindeki bu artış bütçeyi sağlamlaştıran iki ana ayaktan birisi.
FAÄ°Z DÜŞÜŞÜ ETKÄ°SÄ°: Bütçeyi sırtlayan diÄŸer ayak ise giderler kısmında faiz ödemelerinin dramatik ÅŸekilde azalması. 2001’de faiz ödemelerinin milli gelire oranı yüzde 17.1 ile rekor düzeyine çıktı. 2011 ‘de ise faiz ödemelerinin milli gelire oranı yüzde 3.2’ye geriledi. Ortalama kurlar üzerinden 2001’de 34.5 milyar dolar faiz ödemesi yapılırken 2011’de bu rakam 25.1 milyar dolara düştü. Milli gelir de 200 milyar dolardan 772 milyar dolara geldi.
YOĞUN İTFA ETKİSİ: Hem gelirdeki artış hem de giderdeki faiz azalışından kalan kaynaklar sağlık başta olmak üzere diğer kamusal harcamalara yöneltildi.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.