Bundan bir hafta veya 10 gün önce bana “Dolar 2.60’lara düşer mi” diye sorsaydınız, size cevabım “Çok düşük bir olasılık” şeklinde olurdu.
Borsaya ilişkin olarak ise, BIST-100 endeksinin en fazla 86.500-87.000 aralığına gelebileceğini belirtiyordum ve 86.500-87.000 aralığının nakde geçmek için iyi bir seviye olduğunu vurguluyordum. Bu bölgede önemli dirençler vardı. Endeks 87 bin seviyesini geçerek 88 bine yaklaştı ve geçen haftayı 87.604 seviyesinden kapattı. Yani 87 binin oldukça üzerinde bir kapanış oldu. Bunun temel nedenleri neydi? diye sorduğumuzda ise karşımıza iki önemli faktör çıkıyor.
1. DOların dünya piyasalarında değer kaybetmesi ve dolayısyla TL’nin de dolara karşı değer kazanması. Dolar neden değer kaybetti? Çünkü ABD verileri hep beklentilerin altında kaldı. Özellikle de önceki hafta cuma günü başlayan önemli veriler (Tarım dışı istihdam, ÜFE, Michigan güven endeksi vs) beklentilerin altında kaldı. Euro, dolara karşı değer kazanırken, dolar/TL kuru da 2.57 seviyelerine kadar gerilemiş durumda. Bu gelişmeler borsanın 87 bini geçmesindeki önemli etkenlerdi.
2. İkinci önemli faktör ise, seçim sonuçlarına ilişkin anketlerin etkisiydi. Bazı yatırım bankalarımız yazdıkları raporlarda HDP’nin barajı geçebileceği ve AKP’nin de yine tek başına iktidar olabileceği senaryosuna daha yüksek ağırlık verdiler. Ayrıca seçim anketlerinde AKP’Nin yüzde 41-45 aralığında olması borsayı olumlu etkileyen önemli faktördü.
Geçen haftaya bir göz atıp neler olduğuna kısaca bakmakta fayda var. BU veriler sonrasında FED’in Haziran’da faiz artırma olasılığı ciddi biçimde azaldı ve Eylül ayına ertelendi. Piyasaları olumlu etkileyen ve trend değiştiren bu gelişmeler;
- ABD’de perakende satışlar beklentilerin oldukça altında artış gösterdi
- Avrupa bölgesinde Yunanistan ile yapılan görüşmelerde, Yunanistan ödün verebileceğini açıklayınca, stres azaldı ve Euro-dolar paritesi yükselişe geçince dolar endeksi (DXY) değer kaybetmeye başladı ve TL, dolara karşı değer kazandı. Yunanistan’ın IMF’ye olan 750 milyon Euro borcunu ödemesi de olumlu havaya katkıda bulundu.
- Geçen Çarşamba günü ABD’de ÜFE enflasyonu açıklandı. Piyasa yüzde 0.1 düşüş beklerken düşüş yüzde 0.4 olunca FED’in en çok önem verdiği ve faizleri artırmak için ana kriterlerden biri olan enflasyondaki sert düşüş, faiz korkularını aşağı çekti.
- Avrupa birliğine ilişkin olarak açıklanan verilerde de, en azından kötüye gidişin durmuş olması ve kıpırdanma sinyalleri Euro-dolar paritesindeki yükselişin bir diğer sebebiydi.
- Hafta içinde Çin’in de faizleri 25 baz puan indirmesi, küresel ekonomiler için olumlu yorumlandı ve piyasalarda havanın daha da düzelmesini sağladı.
- Cuma günü ABD’den gelen sanayi üretimi verisi de doları aşağı iten sebeplerden biriydi. Yüzde 0.1 gerilemesi beklenen sanayi üretimi yüzde 0.3 gerilerken, geçen ay 78.4 olarak açıklanan kapasite kullanım oranı 78.6’ya revize edildi. Fakat bu verinin kurlar üzerinde, önceki veriler kadar güçlü etki yapmadığını gördük.
- Cuma günü açıklanan bir diğer veri de Michigan güven endeksi ve PhiledelphiaFED’in yapmış olduğu anket sonuçlarıydı. Michigan tüketici güven endeksi 96 olarak beklenirken, 88.6 geldi. Yani tüketici güveni beklentilerin oldukça altında olup, FED için faiz artırmayı geciktirecek bir faktör oldu. Öte yandan PhiledelphiaFED’in anketlerine göre, daha önce ikinci çeyrekte ABD GSYH’nın yüzde 3 artmasını bekleyenler artık yüzde 2.5 artış bekliyorlar. Fakat üçüncü çeyrekteki büyüme beklentisi yüzde 2.8’den yüzde 3.1’e çıkmış. Yani 2015’in ikinci yarısında ABD ekonomisinin çok daha hızlı bir yükselişe geçmesi bekleniyor. Bu yüzden de enflasyondaki beklentiler yukarı yönlü revize edilmiş.
Bu hafta Fed’in son yaptığı toplantı tutanakları açıklanacak. Bu tutanaklar her zaman olduğu gibi piyasalar üzerinde yine sert hareketler yaratabilir ve bu tutanaklarda faiz artış sürecine ilişkin kesin bilgi yer almayacak olsa da, geçmiş toplantıya göre biraz daha netleşmiş mesajlar görebiliriz. Ama şunu artık piyasa biliyor ki; Haziran ayında bir artırım olasılığı azalmış durumdadır. Muhtemelen FED son verilerdeki bozulmayı “geçici” olarak yorumlayacaktır.
Yarın, 19 Mayıs nedeniyle piyasalarımız kapalı olacak. 20 Mayıs’ta da Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı var. Bu toplantıda faize ilişkin bir karar alınmasını beklemiyorum ama, yine de dilimizi ısırıp ne olur ne olmaz demekte fayda var.
Borsaya dönecek olursak; teknik olarak bakıldığında 87 bin direncinin üzerinde kapanış olması önemlidir. Fakat bu seviye yukarı kırıldıktan sonra, yükselişin sağlıklı devam etmesi için önü açık bir seviye değil. Yani 87 bin yukarı kırıldıktan sonra önünde en az 3-4 tane yeni direnç var. İlk direnç 88 bin seviyesi, ikinci direnç 88.790 seviyesi ve üçüncü direnç de 89.790 seviyesidir. Endeks son 6 işlem gününde soluksuz arttı. Bugün tahminen yine artışla açılacaktır, fakat 87 bine kadar düşüş olup dinlenme olmadan yeni yukarı hareketlere katılmayı riskli görüyorum. Bu arada Yunanistan konusu sessiz sedasız yürüyor, fakat kötü kokular geliyor. Şu an piyasalar “nasıl olsa bir şekilde çözecekler” mantığıyla hareket ediyor. Bu cepheye dikkat etmek lazım.
Dolar/TL kurunda ise 2.5820 seviyesini görüyoruz. 2.55-2.60 aralığında kalmasını ve burada destek oluşturduktan sonra tekrar yukarı yönlü bir trende girmesini bekliyorum. Bu süreç bir iki haftayı alabilir. Herkese bol kazançlı günler…