Bir yanda AB gıda normu, bir yanda boyanan zeytin

Bakan Mehdi Eker, dün adı deÄŸiÅŸen bakanlığının yeni yapılanmasında yer alan “Gıda” konusunda “güvenlik” ve AB Gıda normlarına uygunluk için 95 yönetmelik çıkarıldığını, 7 yönetmelik daha çıkarılacağını açıklamış. Bu yönetmeliklerle “Gıda da AB standardını yakaladık” demiÅŸ. Siyah zeytinin sanayi boyasıyla boyandığı ve piyasadaki gıdada çok fazla hijyen sorunu, hile ve taklitin söz konusu olduÄŸunu biliyoruz. Bu yönetmeliklerin hayata geçmesi, uygulanması bize göre sertifika sisteminin geliÅŸtirilmesine ve uygun denetim yapısının güçlendirilmesine baÄŸlı olabilecektir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, dünkü  basın toplantısında bir yandan GDO’lu ürünler konusunda bilgi verirken, diÄŸer yandan Gıda güvenliÄŸi konusunda AB normlarını tuturmak için 95 yönetmelik yayınladıklarını, 7 yönetmelik daha yayınlayacaklarını açıklıyor. Böylece Gıda GüvenliÄŸinde AB Standardının yakalandığını belirtiyor. Yönetmeliklerin içerikleriyle “tüketici saÄŸlığının korunması” yönünde alınacak önlemleri anlatıyor. Sadece cezaya dayanan bir sistem deÄŸil, toplum saÄŸlığına katkıyı esas alan uygun ürün satanların da ödüllendirileceÄŸini açıklıyor.

Bakanın ortaya koyduÄŸu kağıt üzerinde yönetmeliklere dayanan tabloda topraÄŸa atılan tohumdan, tezgahta tüketiciye sunulan ürüne kadar kayıt altına alınacağı belirtiliyor. Bakan Eker bu konuda örnek verirken, ” Sadece üretim yapan deÄŸil, toplu tüketim ve satış yerleri de kayıt altına alınacak. Ä°zleme güvenliÄŸi olacak. Yumurta hangi çiftlikten, hangi ilden geldi bileceÄŸiz. Et ve et ürünleri nerede imal edilmiÅŸ, hangi bölge, hangi çiftlik ve hangi kurumda imal edilmiÅŸ, bunu geriye doÄŸru izleyebileceÄŸiz. Ancak, sebze ve meyvede bunu baÅŸarmak zaman alacak” açıklamasını yapıyor.

Bugün gıda ürünlerinde hayatın gerçeÄŸi Bakan Eker’in yönetmeliklere dayalı olarak geliÅŸtirdiÄŸi “Gıda güvenliÄŸi olan ortamdan” çok uzak.

DoÄŸaldır ki bu söylediÄŸimiz piyasadaki “taklit ve hileli” ürünlerle ilgili bize gelen bazı olumsuzlukları ortaya koymamız gerekir:

Piyasada siyah zeytinin sanayi boyalarıyla karartıldığı ve bunun araÅŸtırmalarla konulduÄŸu biliniyor. Sütün kilosu 80 kuruÅŸ iken Pazar yerlerinde kilosu 5-6 liraya satılan “sütü eksik beyaz peynir” gerçeÄŸi sık sık dile getiriliyor. Ucuz zeytinyağının kanola ve pamuk yağı gibi ucuz yaÄŸ katkılı olarak satışa sunulduÄŸu açıklanıyor. Düşük kalite ithal pirinç “Baldo”, ya da “Osmancık” diye isimlendirilerek satılıyor. Paketli pirinç içinde farklı türler ve kırıklar bir arada yer alıyor. Paketli ürünlerin çoÄŸunda eksik gramaj ve söz konusu olabiliyor. Balda tahÅŸiÅŸ ÅŸeker ve naftalin katkısı oluyor. Yüzde 50 dana eti olduÄŸu iddiasıyla piyasaya sunulan sucuk, salam, sosis gibi ürünlerde yapılan araÅŸtırmalarda yüzde 10 dana eti kullanıldığı saptanıyor.

Bu listeyi çok daha uzatmam mümkün. Ama bu kadarı bile Bakanın sözünü ettiği AB Gıda normlarına ulaşabilme yolunda çok mesafemiz olduğunu gösteriyor.

Bu yolda hızlı yol alabilmemiz için gıdada sertifikasyonun her alana yaygınlaştırılması ve denetimin yoğunlaştırılmasına bağlı olacaktır.

Bizim bugünkü bakanlık ve belediyeler ağırlıklı denetim sistemimiz bu alanda olumlu sonuç almamıza yeterli olamıyor. Yukarıda verdiÄŸim örneklerde bunu gösteriyor. O nedenle kağıt üzerinde, yönetmeliklere baÄŸlı düzenlemeleri iÅŸletebilecek yeni ve etkin bir sertifikasyon ve denetim sistemini geliÅŸtirmemiz gerekiyor. Sayın Bakan Eker’in bu konuda da bilgi vermesi sertifikasyon ve denetim sisteminin nasıl geliÅŸtirileceÄŸini açıklaması bu açıdan önemlidir…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir