BDDK Başkanı Bilgin, dün Aktiv Akademi toplantısında yaptığı konuşmada bankacılık sektörünün son yıllarda büyük değişim geçirdiğini ve son krizde büyük gurur kaynağı olduğunu belirterek övgüye hak ettiklerinin altını çiziyor. 2008 krizinden bu yana ulaştıkları büyüklükleri de övülmesi gereken bir sonuç olarak değerlendiriyor. Bunun yanı sıra bazı hataları yakından takip ettiklerini, denetimlerinin süreklilik taşıyacağını, telefon mesajlarıyla vatandaşların rahatsız edilmemesi, kredi kartlarına yüksek aidat alınması gibi konulardan kendisinin de rahatsız olduğunu dile getirip uyarıda bulunuyor.
Aktif Akademi’nin Uluslar arası Finans zirvesi toplantısında konuÅŸan BDDK baÅŸkanı Tevfik Bilgin, ekonomimizin “krizlere karşı saÄŸlam ayağı” olarak nitelenen bankacılık sektörünün son yıllarda büyük deÄŸiÅŸim geçirmekte olduÄŸunu belirterek, “Son krizde hepimizin gurur kaynağı olmuÅŸtur. KonuÅŸmalarımızda hep güçlü bankacılık nitelemesini yapıyoruz” diyerek, bankalara motivasyon açısından teÅŸekkür edilmesi gerektiÄŸini n altını çiziyor. Sektördeki olumlu birçok geliÅŸmenin övgüye deÄŸer olduÄŸunu belirten Bilgin, bunun yanı sıra bankalar üzerindeki denetimlerinin sürekli olacağını söyleyip, bazı konularda da uyarılarını sıralıyor.
Bilgin, bankacılık sektörünün 2011 yılı ilk yarısında IMF verilerine göre karlılığının gerilediğini, buna karşın G-20 içersinde aktif karlılığında dördüncü, öz kaynak karlılığında üçüncü, sermaye yeterlik rasyosunda dördüncü ve takipteki alacaklar konusunda birçok ülkeden iyi durumda olduğunu sektörün övünülecek özellikleri olarak ortaya koyuyor.
2008 krizinin baÅŸlangıcının baz alınarak krediler 100 alınırsa 18 Kasım 2011’de krediler toplamı 184’e ulaÅŸmıştır. 2008 krizinde mevduat 100 alınırsa o da 18 Kasım itibariyle 164 olmuÅŸtur diyen Bilgin,”654 milyar liralık kredilerin yaklaşık yüzde 30’u 180 milyarı 5 yıldan uzun vadeli kredilerdir. Kısa vadeli mevduatla böyle bir fonlama yapmak ayrıca baÅŸarıdır” deÄŸerlendirmesini yapıyor.
Bankaları bu ve benzeri başarılarından dolayı öven BDDK Başkanı, sisteme zarar veren haberler konusunu yakından ele aldıklarını, en yüksek amirlerine uyarılarda bulunduklarını takiplerinin sürdüğünü aksiyona geçebilecekleri uyarısını yapıyor.
Bir banka müşterisi olarak kendisinin de bankaların bazı tutumlarından şikayetleri olduğunun belirten Bilgin, bunlara örnek olarak telefonlara gelen yerli yersiz mesajlar, kredi kartına fahiş ücret, yıllık aidat alınmasını söylüyor. Kriz döneminde bazı bankaların gereksiz yere gitmesinin de olumsuzluk yarattığının altını çiziyor.
Bilgin, Türk Bankacılığının özellikle komşu coğrafyalarda yatırım yapacak güce ulaştığını, kendilerinin de kurum olarak bu girişimlere destek vermeye kararlı olduklarını belirtiyor.
NOT: Geçenlerde ASO ve OSBÃœK BaÅŸkanı Nurettin Özdebir’in “ÖzelleÅŸtirmeler sonrası ithalatın artığı alanlardan biri olarak Petkim özleÅŸtirilmesi sonrası TüpraÅŸ’ın karbon siyahı ve kauçuk üretiminden vazgeçmesinin hem ithalatı hem de bu ürünlerin fiyatını artırdığı” iddiasına yazımda yer vermiÅŸtim. TüpraÅŸ yöneticisi Kenan Yavuz arayarak bazı açıklamalarda bulundu: “Sözü edilen iki ürün 4000 kiÅŸinin çalıştığı Yarımca tesislerinde üretilmekteydi. Hem istihdam fazlalığı, hem kapasite yetersizliÄŸi hem de teknoloji eksikliÄŸinden bu tesisin 1994’te kapatılması yolunda karar alınmıştı.2001’de tesis TüpraÅŸ’a devredildi. Biz, özlleÅŸtirmeden sonra, 100 kadar Petro kimya ürününün üretilmesi gerektiÄŸini bunun için öncelikli yatırımın rafineri olduÄŸuna karar verdik. Yerli üretimin olmadığı alanlarda liberal ekonomi yoktur. Ä°thalatçı istediÄŸi fiyatı empoze eder. Yakınmalar buna dayanıyor. Bizim ürettiÄŸimiz her üründe dünya fiyatlarının altında satış yapıyoruz. Åžu anda önemli bir yatırım dönemindeyiz. Bugün ithal tekeli olan birçok ürünü üreterek regülasyon görevini üstleneceÄŸiz. Ancak, bizim de önceliklerimiz var. Bunların başında rafineri yatırımı geliyor.”