Daha kesin bilgiler gelince durum daha açık ortaya çıkacak hiç kuşkusuz. Umarız ve dileriz ki bu bayram izinlerini ciddi, ciddi gözden geçirmek gerekecek.
Kime niyet, kime kısmet!
İç turizm ve buna bağlı sektörler nefes alsın diye bayram tatili on gün yapıldı ama gelin görün ki beklenen hiç de istendiği gibi olmadı.
Neden?
Onu da ayaküstü bu tatilleri uzatanlara ve bir çözümmüş gibi sunanlara sormak gerek…
Bize yakın Yunan adalarına, bu süreçte giden Türk turist sayısının, bir buçuk milyona ulaştığı ve ortalama bin TL harcama ile bir buçuk milyar TL, hatta bundan daha beteri, eş değeri Euro ülke dışına çıkmış oldu!
Biz ülkeye döviz girsin diye ümitlenirken, tam tersi birde bu uzayan bayram tatili üzerine tuz, biber ekti…
Ayrıca bu adalara gidenler, dönüşte gene döviz harcayarak, içki, sigara, parfüm ve benzeri alışverişler de yapıyorlar kuşkusuz.
Bu durumda ayrıca büyük bir vergi kaybı da oluyor ki bu da ayrı bir ballı börek diyelim!
Vallahi ne diyelim ki?
Adamlar iÅŸini biliyor
Yunanistan en zor ekonomik süreçten geçiyor
Kolunu kıpır tadacak hali kalmamış, ancak böyle bir durumda ve bizim en güçlü olduğumuz kürsülerden her gün dile getirilip, esip kükrediğimiz bir dönemde!
On sekiz aidiyeti belirsiz hatta hemen hepsi bizim olduğunu varsaydığımız sahipsiz adaları oldubittiye getirip, asker çıkarıp kışla ve kiliseler inşa etti.
Bununla yetinmediler bir de en üst düzeyde ziyaretlerle, gözümüzün önünde,  kuzu çevirip, uzo kadehlerini tokuşturdular.
Sözün özü;
Gelişmiş, sanayileşmiş, bir hukuk devletinde, her şey kurallara göre yönetilir ve bir yıllık çalışma takvimi, buna göre belirir. Bu takvimin bir çalışma günü için yarattığı yüksek maliyet ise böyle bayrama bir hafta kala, keyfe keder ve sanki bir lütuf gibi, uygulamaya geçirilmez.
Bu alınan kararların, yeni köprüler ve özel yollar da dahil, bayram sürecinde, devlet bütçesine katkımı yaptı, yoksa tam tersi, vergilerde dahil, bir kayba mı neden oldu, bu mutlaka rakamsal olarak ortaya konmalı ve paylaşılmalıdır.
Diğer yandan hem turizmci hem de yerli turist teşvik ve bireysel kredilerle de borçlandılar(!) birde bunların geri ödemesi ve faizleri var.
Ülkede ki bankalarında ekserisinin, yabancıların ya da çoğunluğu yabancı ortakların olduğu düşünüldüğünde, biz bu gidişle iki yakamızı bir arya getirirsek? Öpüp başımıza koyalım!