Çetin ÜNSALAN
Türkiye’nin dört bir yanında seçimlere gidilerek, duvarlarda başarılı bir ekonomi performansının sloganlarını görüyorsunuz. Paradan altı sıfır atılmasıyla, insanın zenginleştiği yalanını bile söyleyebilecek kadar ekonomi ilminden uzak bu ifadeler, kelimenin tam anlamıyla bir palavra…
Ekonomi bu ülkede büyük bir fiyasko şeklinde yönetilmiştir. Yıllar içinde spekülatör finans kuruluşlarının akıttığı ve ardından da büyük soygunu gerçekleştirdiği sıcak paraya dayanmış rehavet içerisinde adım adım sorunlar yumağına gidiyoruz.
Kim ne söylerse söylesin ve siz kime inanırsanız inanın, rakamların bile çarpıtıldığı, tek taraflı yayınlandığı bu ülkede sokağın gerçeği işsizlik ve yoksulluktur. 12 milyon 750 bin kişinin yatağa aç girdiği bir ülkede, sadece bu nedenle bile başarıdan söz edemezsiniz. Eğer edecekseniz bu başarının ‘kimin için’ olduğu sorusunun yanıtını da vatandaşla paylaşmak durumundasınız.
Peki nedir Türkiye gerçeği? Türkiye Kamu-Sen ortaya koyduğu son rapor, tıpkı İSMMMO’ya ve diğerlerine ait veriler gibi sokağın gerçek manzarasını bizlere gösteriyor. İnansanız da, inanmasanız da…
Kamu-Sen bu rapordaki sonuçları Maliye Bakanlığı, TÜİK, OECD, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, DPT gibi kuruluşların verilerinden faydalanarak ortaya çıkardı. Hani size gösterilmeyen rakamlara, hem de resmi rakamlara dayanarak…
Rapor Türkiye’de her 2 dakikada bir vatandaşın icralık olduğu gerçeği paylaşılıyor. Her geçen dakikada, yani siz bu satırları okurken bile ülkenin 57 bin78 dolar borçlandığı gerçeği ortaya konuluyor. Dikkatinizi çekerim borçlanma dakikada 57 bin dolar iken, dakikada ödenen faiz 61 bin 263 dolar, dış ticaret açığı 136 bin 225 dolar, cari açık 92 bin 466 dolar.
Toplam borcunuz 518 milyar doları aştıysa, IMF’ye kalan borcunuzun düşük olmasının ne kıymeti var. Bankaya borcunuzu kapatmışsınız, ama bunun dışında tefeciler de dahil tüm mahalleye borçlanmışsızı. Sonra da çıkıp başarıdan bahsediyorsunuz.
Artık sıcak para da son vurgununu yapıp kaçmaya hazırlanıyor. 8 yılda götürdüğü 54 milyar dolara inat. Yani artık borcunuzu borçla ve ithal parayla da finanse edememe riskiyle karşı karşıyasınız.
Manzara bu iken, sanal rakamlarla, başarılı ekonomi nutukları atılıyor. Ey vatandaş gerçek şu ki, battık. Ve bu batışın faturasını hep birlikte ödeyeceğiz. İktidar yeni dönemde kim olursa olsun.
Peki bu noktaya kadar getirenler, ekonomi yönetimi, iktidar, borçlanmaya göz yuman bizler, bundan sonraki nesillere bu rezaletin hesabını nasıl vereceğiz? Yanıtı kendi kendinize verin. Ama sorumu cevaplandırmadan önce, dönüp, çocuğunuzun, torununuzun yüzüne bakın.
Eğer halen bakabilecek yüz kaldıysa, dönüp bilboardlardaki yazıları okumaya devam edin. Çünkü bu ülkede bir hayal içinde, hayal zannedilen her şey gerçek oldu.