Tayland.
2011 Tayland için “Zamanların en iyisiydi ve zamanların en kötüsüydü” diye anılmaya aday görünüyor. Aynı Türkiye yani. Daha bu yılın temmuzunda, Dünya Bankası, bundan böyle Tayland’ın, 4200 dolarlık kişi başı milli geliriyle, alt orta gelirli bir ülke olmaktan çıktığını, üst orta gelirli bir ülke olduğunu açıklamıştı. Aynı Türkiye gibi. Yine ağustosta yapılan seçimlerle Tayland askeri yönetimden çıktı. 1967 doğumlu Yingluck Shinawatra, hem Tayland’ın ilk kadın başbakanı oldu hem de 60 yıldan beri ülkenin başına geçen en genç siyasi lider unvanını aldı. Sonra bu yılın muson yağmurları beklenenden yoğun geldi. 2011’de Bangkok sokaklarında, aynı 19. yüzyıl sonunda olduğu gibi yine timsahlar yüzmeye başladı. Harry Parkes Smith 1850’lerde şehrin nehirle iç içe ilişkisini zaten yazıyordu. Tarih tekerrür etti. Bangkok sokaklarında timsahlar yüzmeye başladı. Bangkok sokaklarında bugünlerde yüzen timsahları dikkatinize getireyim istedim. Yüreklerinize su serpilsin. Dünyada tek başımıza değiliz. İşte bakın, bize benzeyen ve de beceriksizlikte bizimle yarışabilecek bir başka ülke daha var. Bizde belirgin bir gariplik yok yani.
Tayland son yıllarda iktisadi dönüşümü ile göz kamaştıran ülkelerden biriydi. Bugünlerde dünyada ev elektroniği denilince akla gelen ilk ülkelerden biri. Dünyadaki bilgisayar belleklerinin yüzde 25’i Tayland’daki organize sanayi bölgelerinde üretiliyor. Bugünlerde bu sanayi bölgelerinin sekiz tanesi sular altında. Yedisi kapanmış vaziyette. En az bir ay daha insanlar yarı bellerine kadar suyun içinde olacaklarmış. Hal böyle olunca, dünyada ev elektroniği ile ilgili tedarik zinciri bir aylık bir süre için kırılmış oluyor tabii. Tayland’dan gelen girdilere dayalı üretim yapan firmalar bir süre için zorlanacaklar. Tayland’ın sorunlu altyapısı bu aralar bilgisayar satın almak isteyen bir Latin Amerikalı gencin bütçesini zorlayacak gibi duruyor. Yeni dünya işte böyle.
Ben Tayland’ı ilk, Japonya’nın yurtdışı kalkınma ajansı yani TİKA’sı (Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) JICA’nın raporlarından tanımıştım. Yıllar önceydi. Japonların raporları, Vietnam’ın Güneydoğu Asya’da Tayland gibi olabileceğinin altını çiziyorlardı. Buna göre, Tayland beceri gerektiren daha yüksek teknolojili işler için uygun iken Çin, beceri gerektirmeyen daha alt düzey iktisadi faaliyetler için uygundu. Tabii Japonlar değer zincirinin tasarımla ilgili en katma değerli bölümüne kendilerini koyuyorlardı. Tayland küresel değer zincirlerinin ayrılmaz parçası olan ülkelerden biri. Yabancılar oraya Tayland pazarından yararlanmak için değil, üretim kapasitesini kullanmak için gidiyorlar. Böyle bakıldığında Tayland, içinden küresel değer zinciri geçen ülkelerden biri. Hatırlarsanız, “İçinden küresel değer zinciri geçen ülke olmak, içinden boru hattı geçen ülke olmaktan zordur” diye yazmıştık. Tayland öyleydi, biz öteki türlüyüz.
Peki, Bangkok’taki timsahların aklımıza getirmesi gereken nedir? Bu herhalde Tayland’ın altyapısının, Tayland’ın iktisadi dönüşüm sürecinin hızına yetişemediğinin kanıtıdır. Tayland’ın iyi yönetilmediğine işarettir. Muson yağmurları bölgesinde oturup, ülkenin fazla yağmur alıp sel altında kalması halinde ne yapacağını bilmemek, tıpkı dünyanın en önemli deprem kuşaklarının birinin üzerinde oturup da yapı denetimi ve afet yönetimini ihmal etmek gibidir. Altyapısını ihmal eden, sıçramasını sürdüremez. Tarihte hoş bir seda olarak kalır. Siz hiç Tayland ile ilgili iktisadi metin okudunuz mu? En çok üzerinde durulan husus nedir, biliyor musunuz? Tayland ekonomisinin parlak kriz performansını sürdürebilmesi için verimlilik artışlarının artan önemidir. Beceri ve eğitim ile yenilikçiliktir. Aksi takdirde Tayland için temel tehlike, orta gelir tuzağına takılıp kalmaktır. Uzmanlar böyle diyor. Aynı Türkiye gibi yani. İçinden küresel değer zinciri geçen ülke olmak, içinden boru hattı geçen ülke olmaktan zordur. Bangkok sokaklarında timsahların yüzmesi, boru hattına zarar vermez ama küresel değer zincirlerini kaçırtır. İçinden küresel değer zinciri geçen ülkenin nerede olduğu değil, ne olduğu önemlidir.
Tayland’ın şansı, Yingluck Shinawatra’nın daha üç aylık başbakan olmasıdır.