Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan indirdi; yer yerinden oynadı. Dolar 2,08 seviyesine geriledi; Borsa İstanbul 30 Ekim 2013 tarihinden bu yana en yüksek artışını yaptı.
Yüzler gülüyor; ortada bahar havası, bir sonraki toplantıda 50 baz puan daha indirim yapılıp yapılmayacağı tartışılıyor. İyi de faiz 10’dan 9,5’a indiyse, bir sonraki ay yarım puan daha indirilip indirilmeyeceği tartışılıyorsa, ama piyasada baskıyla faiz zaten yüzde 9 olarak uygulanıyorsa durup düşünmek gerekmiyor mu?
Tam bir beklenti yönetimiyle karşı karşıyayız. Tepe noktayı gördük. Eğer ülkede menkul değerler işiyle uğraşanlar bu seviyelerde borsaya alım değil, satım eyleminin sağlıklı olduğunu vurguluyor, 2,05 seviyesi görüldükten sonra da dolara geçişi tavsiye ediyorsa oyun bitti demektir.
Türkiye, ekonomi kanalları üzerinden, 5 bin kişiyi ilgilendiren bir gerçek üzerinden zil takılıp oynatılırken, yabancılar çıkış için pozisyonlarını almaya başladı anlamına gelir.
Son dönemde gelişmekte olan ülkelerin riskli halinden bahsetmekten kaçınılıyorsa, Prof. Dr. Taner Berksoy’un dahi ifadesiyle “Ne oldu da riskler bu kadar düştü; cevabı yok” ise, durum, yandı gülüm keten helva demektir.
Bütün hesaplar düşecek enflasyona göre dizayn ediliyor; ekonomi kanalları da alttan alta bunu pompalıyorsa, ama hem Merkez Bankası’nın açıklamalarında, hem de buğday başta olmak üzere rekolteler fiyat artışını, yani yükselecek enflasyonu işaret ediyorsa, bu beklenti yönetimi değil de nedir?
Tüm bunlar konuşulurken ünlü spekülatör Jim Rogers ucuz para döneminin Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler tarafından iyi kullanılamadığını vurgulayıp, 2015-2016 için kriz uyarısı yapıyorsa, pozisyonunu 2014 yılında diğer spekülatörler gibi kapatacak demektir. Yani uyarıyı bu sene için algılayın.
Yine Rogers FED’in bizim için her şeyi alt üst edecek faiz artırımı kararının 2016 yılına sarkacağına dikkat çekiyorsa, bunun da 2015’te olacağını anlayın. 5 bin kişi zarar etmeyecek diye milyonlarca insanın kemiklerini kırmaktan çekinmeyen bu zihniyetin faturayı millete çıkaracağını bilerek okuyun bu haberleri…
Oysa gerçek ne biliyor musunuz? TOBB Genel Kurulu yapıldı. Başbakan şahsına ait reklamlardan, kendi iktidarının azametinden, ana muhalefet partisi başkanı protokol siteminden bahsetti.
Asıl sinyal ise Türkiye’de iktidarın ekonomi anlamında bir numaralı ismi, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan konuşurken geldi. TOBB Genel Kurul salonunun doluluk oranı yüzde 10’lar seviyesine düştü.
Yani Babacan neredeyse bomboş salonu konuştu. İşte Türkiye’nin gerçeği bu fotoğrafta gizli. Tehdit edildikleri için açık açık konuşamayanlar, Babacan’ın böyle bir ortamda söyleyeceklerinin gerçeği yansıtmayacağını bildiğinden, sahada canları yandığından isteyerek ya da istemeyerek tavırlarını ortaya koydular.
İşte size ekonominin gerçek yüzü. Ama halen uçmak istiyorsanız, bağlayın kemerleri. Çünkü bunun düşüşü hiç de yumuşak olmayacak.