GeçmiÅŸte, sanayileÅŸmiÅŸ 7 Batılı ülke liderinin oluÅŸturduÄŸu bir G-7 platformu vardı. Daha sonra Rusya’nın da bunlara ilave olmasıyla G-8 ortaya çıktı.
Bu çerçevede, G-8’ler hafta sonu Obama’nın misafiri olarak Camp David’de bir araya geldiler.
Toplantı masasının etrafında oturanlara baktım. 10 kişiler. Bunlardan Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa liderlerinin yanı sıra masadaki diğer iki kişi Avrupa Birliği Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso.
G-8 toplantısına katılan 10 liderden 6’sı Avrupalı.
Gündemin ana maddesi ise Avrupa’daki kriz. Yıllardır bu konuyu aralarında konuÅŸuyorlar. Åžimdi ABD, Kanada, Japonya ve Rusya’nın liderlerini de alıp, bir kez daha “görüş alışveriÅŸinde” bulunuyorlar.
Garipsediğimi söylemek zorundayım. Bunca yıldır aralarında tartışıp da bir sonuca varamadıkları bu konuda, Avrupa dışından dört ülkeyi işin içine katarak nasıl bir sonuca ulaşacaklarını bir türlü kavrayamadım.
BÃœYÃœME MÄ°, KEMER SIKMA MI?
Ancak krizin ulaÅŸtığı bu safhada, en ilgi çeken tartışma olan “Büyüme mi, yoksa kemer sıkma mı” konusundaki yaklaşımlardan çıkan sonuçları da yeni bir dönüm noktası olarak algıladım.
G-8 zirvesinde “Kemer sıkmadan büyüme olmaz”ın savunucusu Merkel’in yalnız kalması iÅŸlerin daha da zora gireceÄŸini bize iÅŸaretliyor.
Evet, büyüme olmadan krizleri aşmak zor ancak bu kadar ağır borç yükü altına girmiş ülkelerin de bu çıkmazı aşmaları zor.
Tarihte ilk borç sorununun görüldüğü Milattan Önce 6. yüzyıldan bugüne kadar, bu sorunu çözmek için asırlardır uygulanan üç yöntem var. Vergileri artırmak, enflasyonu yükseltmek ve savaş.
Almanya vergileri artırarak bu sorunun çözüleceğine inanıyor. Büyümeyi destekleyenler ise biraz enflasyon, biraz da savaşın yerine pazarlarını genişleterek daha çok mal satma yöntemini benimsiyorlar.
Başka seçenekleri de yok.
Ancak politikacı olmaları nedeniyle vergileri artırmanın ve kemer sıkmanın kendi intiharları anlamına geldiğini de çok iyi biliyorlar.
Ayrıca kemer sıkmadan bu işin içinden çıkamayacaklarının, kemer sıktıkça da büyümeyi kısa dönemde gerçekleştiremeyeceklerinin de farkındalar.
Bu gidişle daha çok toplantı yaparlar.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.