Avrupa’da Pişecek, Bize de Düşecek mi?

Türkiye küresel piyasalardan 2011 ‘de negatif, 2012’de pozitif ayrıştı. Küresel risk iştahında ciddi azalmalar meydana gelmedikçe Türkiye’nin bu ayrışması aşağı yukarı sürüyor. Geçen yıl negatif ayrışmada hem enflasyon hem de cari açık artışı ile aşırı ısınmaya karşı ekonomi yönetiminin aldığı önlemler etkili olmuştu. Bu yıl hem ekonominin soğutulmasında hem de cari açık ile enflasyonda olumlu gelişmeler ayrışmayı pozitife dönüştürdü.
Bu arada bütçede iyi gidişi sorgulatacak haziran ayı gerçekleşmeleri ve Suriye ile ilgili gelişmeler yeni bir risk unsuru olacak gibi. Bütçe’nin nereye gideceği hükümetin elinde. Piyasalara yıkıcı etkisi olacak bir bozulmaya izin vermeyebilir.

SURİYE ETKİSİ: Ancak, Suriye’ye Türkiye’nin müdahale edip etmemesi tam olarak hükümetin elinde olmayabilir. Suriye’deki gelişmeler tırmandıkça tırmandı ve sona yaklaşıldığını düşündürüyor. Tam bir iç çatışma yaşanıyor. Bunun kendiliğinden son bulması veya kendi aralarında diyalogla, siyasetle, diplomasiyle çözülmesi bu aşamadan sonra zor. Taraflar arasında çatışmanın durabilmesi de, bir dış müdahaleyi gerekli kılıyor. İşte yaklaşan da, bu müdahale.
Müdahale ister Türkiye’li ister Türkiye’siz olsun, ekonomik yönden ve piyasalar açısından bizi negatif etkileyecek. İki ülkenin de en uzun sınırı birbiriyle. Biz bu ülkeye sadece ihracat yapmıyoruz, aynı zamanda Ortadoğu’ya açılan ihracatın kapısı da Suriye. Yani Suriye ile sorun veya Suriye’de iç çatışma ya da savaş, sadece bu ülkeyle değil, Ortadoğu’yla olan dış ticaretimizi de aksatıyor.
Ayrıca turizmimizi de olumsuz etkileyeceği açık. İster istemez ekonomimiz de piyasalarımız da bu durumdan etkilenecek. Ama müdahale edenler içinde Türkiye’nin yer alması daha da fazla etkilenmesine yol açacak.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir