Avrupa’da Kırılma mı?

Geçen hafta Avrupa’nın üç ülkesinde seçim yapıldı. Fransa’da CumhurbaÅŸkanı seçilirken, Yunanistan’da parlamento seçimleri yapıldı. Sırbistan ise devlet baÅŸkanının yanı sıra parlamento ve yerel yönetim seçimlerini bir arada yaptı. Bunlara Ermenistan’daki seçimi de eklerseniz geçtiÄŸimiz hafta yakın çevremizde adeta bir seçim haftası oldu..
Yürütme erkini yeniden düzenleyen genel seçimler her ülkenin kendisi için önemli kuşkusuz. Ama geçen haftanın seçim bolluğunda iki ülkedeki seçimler ulusal sınırları aşacak ölçüde önem taşıyor. Bu iki ülke Fransa ve Yunanistan.
Her iki ülkede de seçimler kendi siyasal düzenleri açısından önemli sonuçlar üretti.  Ama Fransız ve Yunan seçimleri Avrupa Birliğinin bugünü ve geleceği açısından belki daha da önemli sonuçlar doğurmaya aday.
Bu iki ülkede seçim sonrasında değişen iktidar tablolarının Avrupa Birliğinde bir kırılma yaratma olasılığı var. Böyle bir kırılma belki hiç olmayacak ama bugün itibariyle bunun olma olasılığı her zamankinden daha yüksek.
*                     *                     *
Avrupa BirliÄŸinin küresel krizi henüz atlatamadığı, ekonomik zorlukları hala aÅŸamadığı biliniyor. Avrupa’nın özellikle iki noktada zorlandığı görülüyor. YavaÅŸ büyüme ya da hiç büyüyememe sorunu bunlardan birisi. Ä°kincisi ise BirliÄŸin bir çok üyesinde kamu açıklarının büyüyor, borç dinamiÄŸinin hızlanıyor, borç stokunun yükseliyor olması.
Bu iki sorunun eÅŸ anlı olarak ortaya çıkması Avrupa’yı zorluyor. Avrupa BirliÄŸi ya ekonomiyi yeniden büyüme rayına oturtacak  yeni bir talep desteÄŸi (stimulasyon) politikası uygulayacak ya da kamu açığını daraltıp, borç dinamiÄŸini yavaÅŸlatacak  bir kemer sıkma (austerity)  programını devreye sokacak.
Bu iki programın birbiriyle çelişkili olduğu açık. İkisini aynı anda uygulamak iktisadi akla pek uygun değil. Dolayısıyla bir öncelik sıralaması yapılması gerekiyor; ya büyüme tercih edilecek ve kamu borç stokunun biraz daha yükselmesine göz yumulacak,  ya da borç sorununun çözülmesine öncelik verilecek ve büyümenin yavaş ya da negatif olmasına tahammül edilecek.
Bu işler bu kadar akla kara durumunda değil tabii. Ama meseleyi basitleştirince ortaya çıkan ana resim bu.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir