Avrupa Birliği ve ABD küresel kriz çıkışında en sorunlu iki ülke oldu. Bu ikili, adeta kader birliği yapmışcasına, benzer sorunlarla karşılaştılar, benzer çözüm problemleri yaşadılar. Sanki aynı yolun yolcuları gibi bir izlenim verdiler.
Bugünlerde bu konu bağlamında kafalar biraz karıştı gibi. Kafa karışıklığının bir kısmı bu ülkelerdeki belirsizliklerden kaynaklanıyor. Ama esas kafa karşılığını üreten mesele bu yol arkadaşlarının yolunun ayrılıyor olduğuna ilişkin izlenim.
Avrupa BirliÄŸi ve ABD birebir aynı olmasa da benzer problemlerle boÄŸuÅŸuyor. Problemler benzer olmakla birlikte ÅŸimdilerde bu sorunların dozları biraz ayrışmış gibi görünüyor. AB’de sorunlar ısrarla tırmanıyor ve etki dozları artıyor. ABD’de ise azalmasa bile sorunların boyutu ve dozu sanki stabilize olmuÅŸ gibi.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Aslında AB ve ABD’nin temel problemleri oldukça benzeÅŸiyor. Geldikleri noktada her iki kıtanın birisi yapısal öteki de konjonktürel baÅŸlığı altında toplanabilecek iki tip iktisadi sorunu olduÄŸu söylenebilir. Hem AB hem de ABD küreselleÅŸmenin getirdiÄŸi yeni devinim hızına ve ÅŸiddetlenen rekabet ortamına ayak uydurmakta zorlanıyor. Uzun erimli sorunların kaynağında bu temel yapı problemi yatıyor. Küresel krizden çıkış sürecinde gözlenen denge sorunları da iktisadi problemlerin konjonktürel nitelikli olan parçasını oluÅŸturuyor.
Bu iki iktisadi soruna eklenen bir de güncel siyasi sorun var. Hem AB’de hem de ABD’de siyaset güncel sorunların çözümünde dahi ciddi zafiyet sergiliyor.
Bu sorunlardan hareketle Avrupa BirliÄŸi’nin geleneksel kader ortağı ABD’den ayrışmaya baÅŸladığı izlenimini doÄŸrulamak mümkün. ABD ekonomisinin konumu ve temel dinamiklerinin hızlanan küresel devinime ve dozu artan rekabete uyum saÄŸlama baÄŸlamında Avrupa’ya kıyasla daha yatkın ve imkanlı bir ortam saÄŸladığını söylemek mümkün.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
ABD’nin AB’den daha homojen bir toplumsal, siyasal ve coÄŸrafi yapılanma sürecinde oluÅŸmasının deÄŸiÅŸen ve sertleÅŸen küresel koÅŸullara uyum saÄŸlamakta önemli bir avantaj saÄŸladığı söylenebilir. Öte yandan, ABD’nin uzun süredir teknolojik geliÅŸmenin öncülüğünü ve liderliÄŸini yapıyor olması da görece daha yüksek bir uyum kabiliyeti sergilemesinde etkili oluyor kuÅŸkusuz. Nihayet, iÅŸ süreçlerinin ve iÅŸ iliÅŸkilerinin yapılanmasında gözlenen farklı pratiklerin de ABD’ye hızlanan küresel ivme ve artan rekabet açısından daha imkanlı koÅŸullar saÄŸladığı açık.
Kriz sonrasında yaşanan konjonktürel sorunlar açısından AB ve ABD arasında ciddi bir benzeşme olduğu söylenebilir. Görüntüye bakılacak olursa her iki tarafta da artan kamu açıkları, hızlanan borç dinamiği ve hızla yükselen borç düzeyi sorunları var.
Bu nitelikteki sorunların çözümü kuÅŸkusuz siyasi irade gerektirir. Ancak, mevcut durumda her iki tarafta da söz konusu irade açısından sorun olduÄŸu gözleniyor. AB ve ABD’de siyaset organı bu sorunları çözümüne dönük iktisat politikası önlemlerini oluÅŸturmakta ve uygulamakta yetersiz kalıyor.
Ortadaki görüntü bu açıdan aralarında önemli bir fark olmadığı izlenimini veriyor. Ancak bu baÄŸlamda taraflar arasında çok önemli bir fark var. Siyasi yetersizlik ABD’de güncel siyaset çekiÅŸmesinin ürünü olarak ortaya çıkıyor. Buna karşılık AB’de, BirliÄŸin oluÅŸma biçiminden kaynaklanan, neredeyse kalıcı bir siyasi karar zafiyetinin etkin olduÄŸu gözleniyor. Ä°sterseniz buna AB’nin yapısal siyasal zafiyeti de diyebilirsiniz. Yani iktisadi yapı sorunlarına ilave olarak siyasi yapı sorunu da var Avrupa BirliÄŸinde.
Sonuç olarak Avrupa’nın konjonktürel geliÅŸmelerden çok yapı sorunları nedeniyle en yakın yol arkadaşından ayrıştığı söylenebilir. Yapı sorunları çözülemezse bizim bildiÄŸimiz Avrupa BirliÄŸi kalmayacağı gibi tarihin yazdığı Avrupa’nın da yok olacağını bu yargıya eklemek doÄŸru olur sanırım.